İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Mertçe cinayet nasıl oluyor?

YAYINLAMA:

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren siyaset kurumu sıkıştığı zamanlarda kendince bir efsane yaratıp, piyasa sürer,

Son yıllarda da gündemi değiştirmek, iktidarın yönetememe halini gizlemek ve umutsuz kitleleri yanlış hedeflere yöneltmek için Meral Hanımı sürdüler siyaset sahnesine.

Ancak gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma gibi bir huyu vardır ve Meral Akşener gerçeği de tüm çıplaklığıyla ortaya dökülmeye başladı.

“Geçmişte siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi!”

Bugün Ermeni yurttaşımız, barış savunucusu yiğit insan Hrant Dink’in alçakça katledilişinin yıldönümü.
Ona silahı yöneten tetikçiyi korumaları altına alıp emniyette birlikte fotoğraf çektiren anlayış bugün de onu halkın arasına salıverdi.

Haydi diyelim ki, Hrant Meral Akşener’in görevde olmadığı bir zamanda öldürüldü.
Onun İçişleri Bakanlığı yaptığı 1996 yılında 78, 1997 yılında 109 kişi faili meçhullerde öldürüldü. Bunlar da mı mertçe cinayetlerdi.

1989-1999 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde toplam 1964 kişi faili meçhul siyasi cinayetlerde hayatını kaybetti.

Ulusal kurtuluş mücadeleleri dışında kim tarafından, nasıl yapılırsa yapılsın insan öldürmek cinayettir, alçaklıktır.

Ne yazık ki bu konuda sabıkalı bir toplumuz.

Osmanlı döneminde açıktan yapılan bu tür cinayetler Mustafa Suphi ve 15 lerin Karadeniz’de boğdurulmasıyla birlikte Cumhuriyet dönemine de sıçradı ve her dönemde sisteme muhalif olanlara yönelik binlerce suikast ve cinayetler gerçekleşti.

Meral Hanıma kalırsa Sabahattin Ali vatan haini, onu öldürenler mert insanlar.
Nazım Hikmet ülkesine düşman, parsel parsel ülkesinin topraklarını satanlar kahraman!
Gerçek yüzünü ancak bu kadar gizleyebilen Meral Akşener de sonunda aslına rücu ediyor.

Yaklaşan yerel seçimlerde uyguladığı politikalarla Cumhur ittifakını kazandırabilmek için iktidar muhalifi parti ve kurumlara saldırılarını sürdürüyor.

Akşener 2016 yılında yaptığı bir konuşmada “MHP’ye Genel Başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu odur diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum” demişti.
Bugün de yapılması gerekeni yapıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, cumhurbaşkanlığına layık gördüğü, Kılıçdaroğlu’nu zora sokmak için daha sonra onları Cumhurbaşkanı Yardımcılığıyla taltif ettiği İmamoğlu ve Yavaş’ı şimdi başarısızlıkla suçlayıp, onlara seçim kaybettirmek için var gücüyle çalışıyor.

Mertçe siyasal cinayet değerlendirmesi yapan birinden de bu “mertçe!” davranış beklenirdi zaten.
Adliye koridorlarında hilafet çağrıları yapanlarla aynı saflara geçen Meral Akşener ve mertçe siyasal cinayet zanlısı yandaşları koşar adım iktidara destek vermeye gidiyorlar.

Daha önce de benzer söylemlerine tanık olduğumuz Akşener en sonunda kendi ipini çekti.
Barıştan, sevgiden, insanca yaşamdan yana olan İYİ Parti seçmenleri de artık tavır almak zorundalar.
Ülkemizi hızla sonu belirsiz bir karanlığa sürüklemeye çalışan iktidara payanda olmaya teşne Akşener ve ekibinden yana mı olacaklar, ülkemizi bu karanlıktan çıkarıp aydınlık yarınlar için mücadele eden toplumsal muhalefetin yanında mı olacaklar?

Geçmişte terörle mücadele diyerek güneydoğuda binlerce köyü yakan, yüz binlerce köylüyü yurtlarından süren, sorgusuz sualsiz karakollarda insanlara işkenceler yapanlar; bugün de mafyatik yöntemlerle muhalifleri susturmaya, gözaltına alıp tutuklamaya, cezaevlerinde rehin tutmaya devam ediyorlar.
Yalnızca Meral Akşener değil elbet siyasi cinayetlere şahit olan.
Bizlerde yaşadığımız sürece binlerce siyasi cinayete, saldırıya, işkenceye tanık olduk ama hepsi de kalleşçe, korkakça ve alçakçaydı.

Bu alçakça cinayetlerden biri de Hrant Dink cinayetiydi.

Tetikçisi serbest bırakılan bu cinayet de hala aydınlatılmadı ve ardındaki sır perdesi aralanmadı.
Yaklaşan yerel seçimler bir anlamda bu namertçe yapılan siyasi cinayetlerden hesap sormak, fail belli bu cinayet sanıklarını yargı önüne çıkarmak, ihmali ve sorumluluğu olanlardan hesap sormak için bir fırsat olacaktır.

O yüzden bu seçimleri sıradan bir belediye başkanlığı seçimi gibi görmek yanlışına düşmemek gerek.
Alçakça yapılan siyasi cinayetlerde yitirdiğimiz tüm demokrasi ve devrim şehitlerini saygı ve özlemle anıyor, bu cinayetleri meşrulaştırmaya çalışanları kınıyorum.
Ben inanıyorum, bu güzel ülkenin güzel insanları bu demokrasi ve insanlık düşmanlarına geçit vermeyecektir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...