İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SAKARYA'DAN DUMLUPINAR'A..

YAYINLAMA:

İki bin yıllık Türk tarihi boyunca Türk ordusu hiçbir savaşta geri çekilmedi. Yenilmedi değil, yenildi ama yenilmenin eşiğine geldiğinde emir-kumanda zincirini kopardı, ricat etti.. Yani dağıldı. Tarihimizde bunun tek bir istisnası var: Sakarya.. Sakarya savaşı sırasında Türk ordusu Mustafa Kemal’in emriyle düzenli olarak zayiat vermeden geri çekildi. Bunun BMM’de ne denli paniğe sebep olduğunu, meclis evrakının Sivas’a götürülmek üzere sandıklara konulduğu günlerde Mustafa Kemal’a yönelik son derece sert eleştirilerin yapıldığı yüzüne karşı ‘Burada ne oyalanıyorsun cepheye gitmen gerekmiyor mu?’ denildiği vs. biliniyor. Daha ötesi Kafkaslar’da Enver Paşa’nın Sakarya’nın akıbetini beklediği, yenilgi halinde Anadolu’ya geçme hazırlığı içinde olduğu v.s. de biliniyor.

Gerçek şu ki, ordu toplanmıştı toplanmasına ama askerin bırakın silah ve mühimmatı; giyeceğinden yiyeceğine hiçbir ihtiyacı tamam değildi. Hepsinden mühimi nihai kapışma sırasında birliklerin nasıl bir düzen içinde kimin komutasında hareket edeceği belirsizdi. Mustafa Kemal arasının pek de iyi olmadığı ama kumandanlık yeteneklerine güvendiği Ali İhsan Sabis’i görevlendirmekle işe başladı. Sert bir komutan olarak bilinen Sabis göreve çağrıldığında tereddüt etmedi ve cepheye gidip 1. Ordu Kumandanlığı görevini İsmet Paşa’dan devraldı. Onun askeri yeteneklerini bilen İnönü kumandanlığı devretmeyi sorun haline getirmedi. Sabis Paşa orduya aralıksız talim yaptırarak birlikleri 30 Ağustos’a yani nihai savaşa hazırlamaya koyuldu.

Kumandanlar arasındaki tartışmalar, Sabis Paşa’nın komuta üslubuna yönelik eleştiriler tırmanmaya devam edince Mustafa Kemal güvendiği komutanın arkasında daha fazla duramadı göreve Sakallı lakabıyla bilinen Nurettin Paşa’yı getirdi. Ve orduyu Mustafa Kemal’in bizzat cepheye gelmesiyle Dumlupınar’a Nurettin Paşa hazırladı.

Sonuç elbette zafer!.. 30 Ağustos Anadolu’yu işgal heveslerinin önüne set çektiğimiz direnişin adı olmakla kalmadı gururumuz, onurumuz oldu.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...