İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TV DİZİLERİ ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİ AYARLARINI BOZUYOR

YAYINLAMA:

Sevgili okuyucularım, sizce diziler mi toplumda şiddet eğilimini artırıyor yoksa sinema ya da sanat toplumun kendisini mi yansıtıyor?

Sizi bilmem; ama bana göre her ikisi de birbiriyle ilişkili. Sonuçta dizi veya sinema aslında toplumun birer aynası. Filmlerin toplumda var olan bir şeyi yansıtmaması da çok doğru olmaz. Çok iyi insanlardan, ideal bir toplum eğilimi de doğru değil. Fakat karşılıklı etkileşim ve giderek şiddet sosyoloji de ‘sapan davranış' dediğimiz davranış türünü olağan hale getiriyor.

Nedir sapan davranış? Sapma davranışı, çoğunluğun onayladığının dışında kalan, ayıplanan ve cezalandırılan bir davranış. Kültürün içeriği olan örf, adet, gelenek ve sosyal problemler ile yakından ilgilidir. Toplumun çoğunluğu tarafından itirazla karşılanır ve istenmeyen bir takım davranış kalıpları ve sosyal olaylardır.

Dizilere baktığımızda boyun eğen, sorgulamayan, itiraz etmeyen, şiddeti içselleştiren tipler dolu. Ayrıca artan şiddet sahneleri toplumsal şiddettin artışını da tetikliyor. Özellikle çocuklar ve gençler bazen bu rol modelleri kopyalıyor. İzleyenlerin eleştirmediği, her eylemi onayladığı bir dramatik anlayış kurulunca oradaki yanlışlar çocuklara ve gençlere doğru geliyor ve ne yazık ki şiddet onaylanıyor.

Hal böyleyken de film ve dizi yapımcıları Freud’un düşüncelerinin ışığında şiddet ve cinsellik içeren unsurların dizilerde ve filmlerde kullanımını tercih ederek yüksek izleyici kitlelerine ulaşıyor. Çünkü bu tip unsurlar insanın doğasında bulunan inkâr edemeyeceği kadar insanlığa ait, bastırmaya çalıştığımız “id” lerimiz.

İd dediğimiz nedir? Zevk temelli istekler ve aşırı ısrarcı temel enerjinin çıkış noktası. En ilkel benlik. Ana kaynağı cinsellik, açlık, şiddet gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulması. Bu durum televizyon izleyicilerinin psikolojik durumlarını derinden etkileyeceği gibi yaşam tarzlarında da değişiklikler ve şiddete karşı eğilimler yaratabiliyor. Bununla birlikte çocuklar dizilerde sevdikleri karakterleri ego ideali olarak görüyor.

Unutmayalım ki, bütün insan davranışları, sosyal ve psikolojik olarak öğreniliyorsa, şiddet eğilimi de öğrenilen bir davranış türüdür.

Bir başka öğrenilen davranış türü ise çok sayıda Türk yapımı dizilerde görülen “zenginlik merakı”. Mutlaka bir holding, bir yalı veya çiftlik gibi ortamlarda geçen diziler çekiliyor. Toplumda herkesin iyi yaşama, zengin olma ve hatta lüks yaşam merakı oluşuyor. Orta ya da orta alt sınıf gerek eğitim, gerek deneyim ve gerekse sermaye olarak yetersiz olmasından dolayı, bir üst sınıfa veya bu hayat biçimine ulaşmaya çalışıyor. Bu da kişilerde yine ‘sapan davranış' olarak görülüyor. Oysa gerçek hayatta böyle bir dünya yok!

Şu halde ebeveynlere çok büyük iş düşmekte. Nasıl ki çocuklarının okul, beslenme, giyimine ve beden sağlığına özen gösteriyorlarsa ruh sağlığına da gereken özeni göstermeleri gerekir.

Ebeveynler çocuklara dizilerdeki her bilginin doğru olmadığını, her söylenene inanmamaları gerektiğini anlatmalı. Çocuk diziyi izlediği zaman ebeveyn oradaki yanlışı veya doğruyu çocuğa sabırla açıklamalı. Dizi filmlerin birer senaryo kurgusu olduğunu ona anlatmalılar.

Bununla birlikte ebeveynler çocukları çok sıkmadan ve bunaltmadan doğruyu göstermeli, izlediği filmleri takip etmeliler. Hatta ebeveynler güncel konuları da yakından izlemeliler, çocukların ve gençlerin dünyasında ne olup bitiyor bilmeliler.

Ailecek izlenen film veya dizi, eğer ki acımasızlığı, merhametsizliği öğretiyorsa, o dizideki rol karakterlerini çocuğa muhakkak sorgulatmamız gerekiyor. Aynı zamanda çocuğa iyi insan olmanın ünlü olmaktan daha önemli olduğunu öğretmeli. Çocukların gelişen ruhuna önceliklerimizi, önemli şeylerimizi dizi karakterlerinden önce yerleştirmeliyiz.

Çocuklara, iyi insan olmayı, yardımseverliği, empatiyi, dürüstlüğü ve sözünde durmayı yücelten diziler izletmeliyiz. Yok mu bu tür diziler? Geçmişte pek çok. Açın eski dizileri birlikte izleyin. Hepsi internette var.

Yoksa günümüz TV dizileri çocukların psikoloji ayarlarını bozuyor!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...