İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Sushi nasıl keşfedildi?

YAYINLAMA:

Genellikle çiğ deniz ürünleri ve sebzeler gibi çeşitli malzemelerle birlikte, biraz şeker ve tuz ile hazırlanmış sirkeli pirinçten oluşan geleneksel bir Japon yemeği olan sushiyi ilk kimin keşfettiğini hiç düşündünüz mü? Sushi aslında 2. yüzyılda Çinliler tarafından keşfedilmiş. Fakat zamanla Japonlar, kendi mutfaklarına göre uyarlanmış tarzıyla öne çıkarmışlar bu lezzetli yemek türünü.
Her sushi çeşidini sevmesemde, avokadolu ve somonlu sushiye bayılıyorum. Sushinin çok fazla müptelası var ve bazen benim de sushi krizim tutabiliyor. İlk kez yediğimde yengeçlisini yemiştim ve hiç beğenmemiştim. Acı sosunu zaten yiyemedim ve o günden sonra sushiye tövbe etmiştim.

Ama sonradan avokado ve somonlusunu yiyince tabi sosunu da yemeyince sushi bana inanılmaz lezzetli gelmişti. Sevdiğiniz ürünler içindeyse zaten tadı da güzel geliyor direkt olarak. İlk defa sushi yiyecek olanlara salatalıklı somonlu veya yengeçli öneriliyor bazen ama ben buna katılmıyorum. Neyi seviyorsanız içinde o olmalı bence. Yani somon sevmeyen birisi sushiyi somonla denediğinde yine beğenmeyecektir. Hatta bence sushiyi sevmeyenler, içinde o an sevmediği malzeme olduğu için sevmemişlerdir. İçinde sevdiği ürünler olduğu sürece sushiyi bence herkes sever. Önemli olan içindeki malzemeleri.

sushi.webp

Bir Japon yemeği olan sushinin ilk keşfedilme olayına gelecek olursak: Çinliler çiğ balığı uzun süre depolamak için pirincin fermantasyon özelliğinden yararlandılar. Böylece bir ülke mutfağında ilk kez balık ve pirinç kardeşliği boy gösterdi. Ancak, bu çileli kardeşlik, balığın uzun süreyle depolanması için kullanılan pirincin tüketilmeden atılmasıyla son buluyordu. Japonlar ise komşularından aldıkları bu fikri bir adım ileriye taşıyarak pirinci balıkla beraber yemeye başladılar.

17. yüzyılda ise Tokyo’da bir aşçı, suşiyi hazırlanır hazırlanmaz tüketilebilecek hale getirdi. Yani bugünkü tabiriyle suşi artık “fastfood” olmuştu. Fermantasyon işlemini pirinçle değil, sirkeyle halletmeyi başaran Matsumoto Yoshiichi‘nin uygulaması ile sushi bugünkü son haline geldi.
Böylece geleneklerin aksine, taze balığın hızlıca hazırlanıp tüketileceği bir yemek ortaya çıktı. Japonya’nın milli yemeği olmayı hak eden sushi kısa zamanda tüm ülke halkını etkisi altına aldı.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...