İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

14 Mart...

YAYINLAMA:

“Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten; “Giderlerse gitsinler” diyen Sayın Cumhurbaşkanımızla tarih yaprakları bir kez daha14 Mart'ı gösterirken 14 Mart'ın tarihsel sürecine bir göz atalım isterseniz ;

Sultan II. Mahmut yozlaşan Yeniçeri Ordusu’nu ortadan kaldırıp (17 Haziran 1826) yeni bir ordu kurar (Asakir-i Mansure-i Muhammediye). Bu yeni ordunun ise hekimlere ve cerrahlara ihtiyacı vardır. 21 yaşında iken hekimbaşılığını yapan Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi 26 Aralık 1826’da II. Mahmut’a bir dilekçe ile müracaat ederek bir tıp okulu kurmak istediğini söyler ve Padişah’tan onayını alır.

Bu onayla II. Mahmut döneminde, 14 Mart 1827'de, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda ''Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire'' adıyla ilk tıp okulu kurulur. Bu okulun kurulduğu gün (14 Mart 1827) Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart da ülkemizde "Tıp Bayramı"
olarak kutlanır.

İlk kutlama da, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul'da gerçekleşir. O gün, Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Efendi’nin (Hikmet Boran) önderliğinde tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanırlar ve onlara Dr. Fevzi Paşa, Dr. Besim Ömer Paşa, Dr. Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da destek verirler… Böylece Tıp Bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlar…

1919 Mart ayında İstanbul'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (nam-ı diğer Gülhane Askerî Tıp Akademisi) İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Tıbbiye öğrencileri okulu kurtarmanın yollarını ararlar. İşgalcileri işkillendirmeyecek bir yol bulmaları gerekmektedir. Bu nedenle topluca okulun kuruluş yıldönümü olan 14 Mart’ı kutlamaya karar verirler. Ama asıl maksat işgali protestodur. Ve o gün Tıbbiyeli Hikmet Efendi önderliğinde büyük bir gösteri yapılır. Okulun iki kulesi arasına koca bir Türk bayrağı asılır. Bunu gören işgal kuvvetleri olaya direk müdahale ederler fakat durduramazlar. Tıbbiyelilerin temsilci olarak seçtikleri Tıbbiyeli Hikmet Efendi tutuklanmamak için İstanbul’dan kaçar ve daha sonra da Sivas Kongresine katılır. Tıbbiyeli Hikmet Efendi Tıbbiyelilerin temsilcisi olarak katıldığı Sivas Kongresi’nde yaptığı manda karşıtı konuşması ile tanınır.

7 Eylül 1919’da Atatürk’e hitaben yaptığı konuşmada Tıbbiyeli Hikmet Efendi şöyle der:
’Paşam, murahhası bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz. Farz-ı mahal (örnek olarak), manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz (lanetleriz)’’

Bu konuşmayı Mustafa Kemal şu sözleriyle değerlendirir:

“Arkadaşlar, gençliğe bakın; Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır..,”

Mustafa Kemal sonra Hikmet Bey’e dönerek: "Evlat; müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal, ya ölüm!’’ der…

Mustafa Kemal'in bu sözleri üzerine Hikmet Bey de yerinden fırlayarak: "Var ol Paşam!.." diyerek Mustafa Kemal’in elini öper.

Görüldüğü gibi ‘’14 Mart Tıp Bayramı’’ Türk’ün, Türk tabiplerinin 1919 Mart'ında İstanbul’un İngiliz işgaline karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini başlattığı gündür... 14 Mart, sıradan bir meslek örgütünün kuruluş yıldönümü de değildir… 14 Mart, tıp camiasının emperyalist güçlerin karşısına fiilen ve resmen çıkışının yıl dönümüdür... 14 Mart, sadece bize özgü bir bayramdır.

1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca kutlama yapılmakta ve bu hafta ‘’Tıp Haftası’’ olarak kabul edilmektedir. Gerçi bu haftayı ‘’Sağlık Haftası’’ olarak kutlayanlar da vardır.

Dünyada benzer kutlamalar, farklı tarihlerde yapılmaktadır. Örneğin ABD'de ameliyatlarda genel anestezinin ilk defa kullanıldığı 30 Mart 1842 tarihinin yıldönümü; Hindistan'da ünlü Doktor Bidhan Chandra Roy'un doğum (ve aynı zamanda ölüm) yıldönümü olan 1 Temmuz günü "Doktorlar Günü" olarak kutlanır.

Askerî tıbbiye okulu öğrencilerinin başlattığı bu ‘’Tıp Bayramı’’nı askerî tıp okulu olmaksızın kutluyoruz.Dünyanın en zor ve en fedakâr mesleğini icra eden sağlık emekçilerinin hak ettikleri koşullarda görev yapabilmeleri dileği ile Tıp Bayramının tüm sağlık emekçilerine kutlu olmasını dileriz

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...