İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Hayat ne garip!

YAYINLAMA:

Ne varsa dünyada bir rüya demek. Biraz da hayatı boş vermek gerek. Her şeyin çaresi sevmektir sevmek. Hayat devam ediyor bak, en güzel şey mutlu olmak, gideceğiz çırılçıplak hayat ne garip, hayat çok garip. Yalan olur bir gün yalan, yaşadığın aşkın sevdan, yaradandır baki kalan hayat ne garip, hayat çok garip. Gün gelir yalnızlık korkusu çöker. Hayat film gibi son yazar biter. Dert etme kendine gülümse yeter.”

Sevgili Tahir Paker ve Mahsun Kırmızıgül’ün kaleme aldığı muhteşem sözler… Şu an gece ve bu yazıyı yazarken bana eşlik ediyor “Hayat Ne Garip” şarkısı. Aslında çok uzun geliyor ama kısacık olan ve sona geldiğimizde nasıl hızlı geçtiğine inanamayacağımız hayatı çoğu zaman çok fazla ciddiye aldığımızı düşünüyoruz. Göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçen uzun yılların nasıl da kısaldığını ancak sona gelince anlıyoruz. Bazen devasa gibi gördüğümüz problemlerin aslında bir hiç olduklarını sonradan anlıyoruz.

Size çok büyük gelen sorunu bir başkasına anlattığınızda bu kadar abartılacak bir şey yok diye düşünür. Bir gün bir şeyi çok fazla kafama takmıştım ve ablam “Bu bu kadar büyütülecek bir şey değil ki” demişti. “Sen onu bir de bana sor” diye cevap vermiştim. Sonrasında ertesi gün “Üzüldüğün Şeye Bak” şarkısına denk gelmiştim ve şarkı dilime dolanmıştı. Düşündüm ve kendi kendime “Üzüldüğün Şeye Bak” dedim. Şimdi o düşündüğüm şeye bakıyorum da, hiç de düşünmeye ve üzülmeye değmezmiş. İnanın bana bütün sorunlar ve problemler böyle. Dünyada ölümden başkası yalan. Her şey ‘saniyede’ değişebiliyor. Olmaz dediğin oluyor, olur dediğin olmuyor. Düşmem diyorsun düşüyorsun, kalkamam diyorsun kalkıyorsun. Her şey öyle bir geçiyor ve değişiyor ki, bir şeyin mazi olması çok kısa sürüyor. Hayat böyle garip bir yer. Peki her şeyin bir sonu varsa, neden üzülür ki insan?

Bulmak isteyen kötü şeyden bile güzel bir anlam çıkarır, bulmak istemeyen en güzel şeylerden bile iyi bir anlam çıkaramaz. O anlam çıkaramayanlar da kendi neşesini üretemez ve gider başkasının neşesini tüketir. Neşe, mutluluk, sevinç gibi duygular kendi kendine oluşmazlar, onları siz üretirsiniz. Hayata nasıl baktığınızla ilgilidir bu üretme olayı. Bakış açınızı değiştirdiğinizde mutluluğu da üretmiş olursunuz. Metin Şentürk’ün bir paylaşımı vardı ve orada şöyle diyordu: Bakış açını değiştir, acın da değişir.”

Olaylara çok fazla anlamlar yüklemediğiniz, güzel yanlara odaklanmayı bildiğiniz, hayatı çok ciddiye almadığınız ve acılarla bile dalga geçmeyi öğrendiğiniz günlere…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...