İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Mahallede, ilçede ve ülkede çevre yönetimi

YAYINLAMA:

Topluma hizmet için kendini hazırlamış kişiler halka o iş için aday olduğunu belirterek seçime girdiler. İş insanlar için doğa için çok önemli. Çevrenin yönetiminde bir topluluğa hizmet etmek amacı ile kurulmuş bulunan kamusal, özel ve gönüllü kuruluşlar ve tek tek bütün yurttaşlar çevreden sorumludur.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56. Maddesinde, "Herkesin kirliliği önlemenin, Devletin ve vatandaşın ödevi olduğunu" açıkça belirtilmiştir. Buna rağmen Türkiye'nin dereleri, nehirleri, gölleri, ormanları, meraları, yer altı suları son zamanlarda denizleri de eklenerek hızla kirlenmekte bu zenginliklerimiz daha da artan bir hızla kirletilmekte talan edilmektedir. Bir sürü nehir ve derenin doğal hali bozulmuş mikrop yuvası olmuştur. Denizlerimizin kıyıları balık ölüleri, deniz anaları ile dolmuştur.

Son günlerde de Tuz Gölü'nde Flamingoların ölümünün fotoğraflarını görüyoruz. Denizlerde salya diye bir mikrop çıktı. Yer altı sularımız onlarca metre aşağı inmiştir. Orman alanları plansız madenciliğe, villalara açılmış, Kalorisi çok düşük olduğu bilinen kömürle çalışacak termik santraller, tehlikesi ve atıklarıyla tüm dünyada yavaş yavaş terk edilen nükleer santraller biz de hala planlanıyor bu ülkemizde tarım ve hayvancılığın yok olmasını getirecek korkusunu dinlemiyoruz. Daha şimdiden barajlar, hidrolik santraller doğal göllerin kuruması, yanlış sulama uygulamaları bu yok oluşları getirmektedir.

Durum böyle devam ederse hele bir de Kanal İstanbul ortaya çıkarsa bu coğrafyadaki yaşam tarihte hiç görülmediği kadar tehlike altına girecektir. Türkiye'deki bitki ve hayvan türlerinin büyük kısmı yok olacak, yüzbinlerce insan doğdukları toprakları terk edecektir. Doğa nesne değildir. Kendi kadim kuralları doğrultusunda değerli bir işleyişe sahiptir. Doğa ticari bir mal haline getirilemez. Su, orman, toprak yalnızca doğaya aittir.

Kendi var oluşumuza, ait olduğumuz topluma, yaşadığımız gezegene ve gelecek nesillere karşı duyduğumuz vicdani sorumluluğumuz olmalıdır. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...