İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​TADIMIZ KAÇIK!

YAYINLAMA:

Evet, şeker ve şeker mamüllerinin üzerindeki zamlarla iyice artan fiyatlerinin bütçemize yükledikleri zamlar sonrasında keyfimiz, tadımız, iyice kaçık.. Her anımızda mutlaka başvurduğumuz çay, kahve içime keyfimizi iyice yok oldu gibi.. Şeker ürünlerinin bu zamlardan etkilenmesini direkt olarak pek fark etmiyoruz ama, özelikle çay, kahve içimimizde mutfaklarda mutlaka bulundurmak zorunda olduğumuz toz şekeri bile tasarruf etme durumundayız.

Ağzımızın tadı tam olarak kaçmış durumda. Çay ve kahve içiminde kullanmak durumunda kaldığımız toz ve kesme şeker artık mutfak harcamalarına oldukça külfet yüklemeye başladı bile. Sağlığımız açısında az kullanmak veya hiç kullanmamayı tercih etmek zorunda olduğumuz sakıncalı üç beyazdan biri olan şeker ve şeker mamülleri olsa da olmasa da, vazgeçilmezlerimizden.

Ben de, üç beyazı özellikle şeker ve şeker mamüllerini kullanma konusunda yasaklı olan diyabet hastasıyım ve şeker kullanmamaya olabildiğince özen gösteriyorum. Ancak, kontrollü kullanmak kaydıyla, şeker omasa da olmuyor.

O nedenle bugünkü yazıma ülkemizde şeker en çok konuşulan konulardan birisi. Zamlardan etilenmesi, her ne olursa olsun en çok tüketilenlerden biri olması açısından çok önemli. Sağlık açısından dikkatle kullanmamız gerekiyor olmasına rağmen, şeker katkısı olan birçok beslenme ürününü kullanmak durumunda olduğumuzu da unutmayalım. Yaşamımızda en çok kulanılan temel tüketim maddelerinden olan şeker ve şeker mamülleri yapılan bu zamlardan en çok etkilenendir.

O nedenle yaşamımızın omazsa olmazlarından şeker ile ilgili ülkemizdeki durumu olabildiğince özetleyerek burada, kısaca anlatma ihtiyacı hissettim. Ev kadınlarının, zamlanan fiyatından en fazla şikayetçi olduğu şeker ve şeker katkılı üretilen beslenme ürünlerinin, hele hele önümüzde Ramazan Bayramı, bir diğer adının Şeker Bayramı olduğu üç günlük ziyaretler süresinde en çok ikram edilen şeker, çikolata, baklava ve tatlıların geleneksel konuk ağırlama ikramlarından olması nedeniyle de şekerin ülkemizdeki serüveninden söz etme gereği duydum.

………………………………………………………

ŞEKER HİKAYESİ; Toz şeker ve küp şekerin ana malzemesi olan şeker, ülkemizde ağırlıklı olarak şeker pancarından üretiliyor. Türkiye’de tarım sektöründe ve tarıma dayalı sanayi üretiminde önemli bir rol oynuyor ve yarattığı katma değerle önemini korumaya devam ediyor.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bağlı Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'ne ait 25 fabrikadan 10'u 2018 yılında yapılan özelleştirme ihaleleri ile özel sektöre devredilmiştir. Güncel haliyle; devlete ait 15, özel sektöre ait 12 ve pancar kooperatiflerine ait 6 olmak üzere toplamda 33 şeker fabrikası faaliyet göstermektedir. Mevcut durumda kamunun sektör payı yüzde 35,5, kooperatif fabrikalarının payı yüzde 36,9, özel fabrikaların payı ise 27,6 olmuştur.

1933 yılına dek iki fabrikada gerçekleşen üretim, Türkiye’nin şeker ihtiyacını kısmen karşılarken, bu süreçte edinilen tecrübe ile 5 Aralık 1933’te Eskişehir, 19 Ekim 1934’te ise Turhal Şeker Fabrikası açıldı.

1950 yılına kadar Uşak, Alpullu, Eskişehir ve Turhal fabrikalarındaki üretimle ülkenin şeker ihtiyacı karşılanırken, 1951 yılında hazırlanan Şeker Sanayii’nin Tevsi Programı ile yeni şeker fabrikalarının kurulması dönemi başladı.

1951-1956 yılları arasında Adapazarı, Amasya, Konya, Kütahya, Burdur, Susurluk, Kayseri, Erzincan, Erzurum, Elazığ ve Malatya’da olmak üzere toplamda 11 yeni şeker fabrikası kuruldu. 1962 yılında Ankara 1963 yılında ise Kastamonu 1977’de Afyon, 1982'de Muş ve Ilgın, 1983'de Bor, 1984'te Ağrı ve 1985 yılında da Elbistan, 1989 yılında Erciş, Ereğli ve Çarşamba, 1991 Çorum, 1993 Kars, 1998 Yozgat ve 2001 yılında Kırşehir Şeker Fabrikaları işletmeye açıldı. 2004-2005 yılında Çumra Şeker Fabrikası, 2006-2007 yılında ise Boğazlıyan ve Aksaray Şeker Fabrikaları kurularak ülkemizde pancardan şeker üreten fabrika sayısı 33’e yükseldi.

Türkiye’de şeker, çoğunlukla şeker pancarından üretiliyor ve yıllık ortalama 2.5 milyon ton üretimi ile dünyada Rusya, ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden sonra geliyor.

Türkiye'de pancar şekeri ve nişasta bazlı şeker olmak üzere iki temel tür şeker üretimi yapılmaktadır.

Ülkemizde 33 adet pancar şekeri fabrikası bulunmaktadır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bağlı Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'ne ait 25 fabrikadan 10'u 2018 yılında yapılan özelleştirme ihaleleri ile özel sektöre devredilmiştir. Mevcut durumda kapasiteye göre kamunun sektör payı yüzde 37, kooperatif fabrikalarının payı yüzde 36, özel fabrikaların payı ise yüzde 27 olmuştur.Türkiye'nin dünya pancar şekeri üretimindeki pay yüzde 9' dur. Bu üretim ile dünyada 5. sıradadır.

Ülkemizde ihraç amaçlı dahil üretilen nişasta bazlı şeker miktarı 627 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın 559 bin tonu C şekeri olup doğrudan ve mamul bünyesinde ihraç edilmiştir.

İşte ülkemzin şeker serveninden kısa bir öykü..

Kaynaklar; Vikipedi / www.tarimorman.gov.tr/SDB /

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...