İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​RAMAZAN BAYRAMI'NIZ KUTLU OLSUN…

YAYINLAMA:

Mübarek Ramazan ayımızı bu yılda sağlıkla huzurla sonlandırdık. Bugün üç günlük Ramazan Bayramı’mızın ilk günü. Diğer bir adıyla Şeker Bayramı’mızın ilk günü.

Ekonomik ve siyasal açıdan son dönemlerini oldukça sıkıntılı geçiren ülkemiz insanlarının, tüm ekonomik zorluklara ve geçim sıkıntısının yarattığı zorluklara göğüs germesinin yanı sıra Covid-19 salgınının ve on bir ilimizde yaşadığımız, büyük can ve mal kaybına uğradığımız deprem felaketlerinin yarattığı olumsuzlukların ekonomik dar boğazdan geçebilmenin hesabını yaparak, mutfaktaki yangını söndürme çabası içinde geçirecekleri bir bayramın içindeyiz. Ne olursa olsun, geçici mutlulukların yaşandığı birkaç gün bile olsa bayram bayramdır.

Bayramların en etkin özelliği dargınlıkların ve özlemlerin giderildiği günleri yaşatmasındadır. Aylardır kırgın, dargın olanlar, aylardır bir araya gelip görüşemeyenler bayramlar vesilesi ile bir araya gelir görüşür, barışır, tüm kırgınlıklarını unutur ve özlem giderirler. Dargınlar barışır, yeni yeni dostluklar filizlenir.

Ramazan Bayramı’nın bir diğer adı ise Şeker Bayramı’dır. Bayramlardan Kurban Bayramı’na verilen adı anlayabiliyorum da, Ramazan Bayramı’na neden Şeker Bayramı dendiğini bir türlü anlayamamışımdır. Bayram ziyaretlerinde gelenlere tatlı, şeker veya çikolata ikram etmek bayram geleneklerindendir. Ama bu bir anlık seromoninin bir bayrama adını verecek kadar etkin olabileceğini düşünmüyorum. Bu nedenle de ben Ramazan Bayramı demeye devam edeceğim…

Her zaman, bayram ve bayram kutlaması içeren bir yazı yazmayı düşünürken bu yıl içinde yaşadıklarımızdan sonra, hele hele içimizi acıtan, “tüm ülkemizde büyük bir üzüntü yaratan deprem felaketinden sonra kaybettiklerimiz aklıma geldi ve böylesi bir ortamda “Bayram gelmiş neyimize” demekten de geri kalamadım.

Yaşananlardan iyice bunalan, yaşam endişesi içinde olan bir toplumun, bayram gelmiş neyine.. Ekonomik zorlukların yaşandığı, dar gelirlinin geçim sıkıntısıyla boğuştuğu, peşi sıra var olan ve gelecek zamlara nasıl göğüs gerebileceğinin kaygısını yaşadığı, en önemlisi bir ay gibi kısa bir süreyle de olsa yoğunluğun ve baskısını iyice hissedeceği bir seçim ekonomisinin tüm kabuslarını yaşayacak bir toplumun durumunu varın iyice düşünün. Bu psikolojinin var olduğu bir ortamda bayram coşkusunu hayal edebilmek varken, yaşadıklarımızın yarattığı ortamda insanın içinden “doyasıya bayram keyfini sürmek de gelmiyor ama” her şeye rağmen çok az zaman yaşayabileceğimiz hoşgörü ve mutluluk ortamının buruk da olsa keyfine varmak da gerek…

Bir arkadaşımdan gelen bayram mesajını buraya aktarmak istedim;

“Mavi enginlerdeki yakamozların coşkusunda geleceğe umutla bakarak yaşadığımız ve yaşayacağımız ufuktaki bayramların daha sevecen daha geçmişi özletmeyen boyutta geçip geçemeyeceğini düşledim....

Bayramlar!.. Geçmişten geleceğe... İnsanın kendi kendisiyle seviştiği ruhların zenginliğindeki cümbüş. Çünkü seyreden biz, seyredilen de biz değil miyiz!

Dante'nin yaşam tiyatrosunun sahnesindeki oyuncular gibi ya da istiridyenin içinden süzülüveren incinin sevgi huzmelerinde dostlarımızın ruhuna yansıyan yüreğimizin içinde bulunduğu bir cam fanus.

Öyle bir çember ki sevinçleri ve üzüntüleri ile çevirdiğimiz ne başı belli, ne de sonu.

Bilen varsa söylesin; nereden geldik nice bayramlarla. Nereye gidiyoruz nice bayramlarda.

Aydınlık Türkiyem’in aydınlık insanı dostlarım. Sevgi imbatı ruhunuzun yelkeninden hiç eksilmesin. Gülen yüzleriniz hiç solmasın!”

Ne güzel temenniler ve insanın içini ısıtan bir bayram mesajı...

Doğru söze ne denir... Dilerim en kötü bayramımız bu olur.

Bir daha böylesine bir ortamı paylaşmak, korkuların kader, yaşananların olağan hale dönüştüğü, günlük olağan haberlerin kader diyerek geçiştirmek zorunda kalacağımız, yaşananların kader olarak alnımıza yaftalandığı bir Türkiye’de yaşamak zorunda kalmayız...

Yaşamak ve güzel yaşam öyküleriyle beslendiğimiz bu güzel ülkemizde yediden yetmişe tüm toplum olarak özümsediğimiz bayramlara doyamadığımız bir ülkeyi özlemek çok güzel.

Yüzünüzden gülücüklerin eksik olmadığı, eğer mümkün olursa, huzurlu, sağlıklı, mutlu bir bayram, nice bayramlar dileklerimle..

Mübarek Ramazan Bayramı’mız kutlu olsun...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...