İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Nereye kadar?

YAYINLAMA:

Şöyle başlayalım. Saldırı bekleniyordu çünkü Rusya‘nın daha önce on binlerce askerini sınır yakınlarına yığdığı biliniyordu. Rus ordusu Cuma gününden bu yana, Harkiv çevresindeki cephenin iki geniş bölümünde ilerliyor. Televizyon haberlerinde izledik. Binlerce Ukraynalı sivil en yakın büyük şehir Harkiv'e kaçıyor. Kaçış, Cumartesi günü düzenli, sükunet içindeydi. Ama pazar günü bitkin insanların bağırmaları, gidecek yeri olmayan ailelerin karşılama merkezinin etrafındaki çimenlere yayılmasıyla bambaşka bir manzaraya dönüştü.


Kaygı yayıldıkça bazı sorular ortaya çıkıyor: Bu nereye kadar gidecek? Yoksa bir dönüm noktası mı? Bir dönüm noktasına gelip gelmediğini bilmek için henüz çok erken mi acaba? Ama askeri uzmanlar, Rusya'nın ilerleyişinin Ukrayna'yı çok tehlikeli bir noktaya getirdiğini yazıyorlar. Temmuz ayı başlarında düzenlenecek 75. NATO Zirvesi dolayısıyla, Cuma günü ABD’de Harvard Kennedy Okulu'nda ulusal güvenlik analistlerinin katıldığı bir etkinlik yapılmış. Etkinlikte The New York Times'ın Beyaz Saray ve ulusal güvenlik muhabiri David E. Sanger savaşın “gerçekten kritik bir anda” olduğunu söylüyor.


ABD'nin eski NATO Büyükelçisi Ivo Daalder, "Bu, toprakla ilgili bir savaş değil, Ukrayna'nın geleceğiyle ilgili bir savaş. NATO müttefikleri şu anda kendilerine şu soruyu sormalı. Ukrayna gelecekteki Avrupa‘nın güvenliği açısından ne kadar önemli?‘ diyor. Etkinlikte Başkan George W. Bush'un ulusal güvenlik konuları eski yardımcısı Stephen Hadley ise, ‘Zelenskiy, anlaşma fırsatı varsa savaşın nasıl sonlandırılacağı konusunda "bazı çok zor kararlarla" karşı karşıya. NATO müttefikleri bu ikilemde ona yardım sunabilir‘ diyor.


Ukrayna savaşıyla ilgili uluslararası sıkça görüşüne başvurulan Avustralyalı emekli Tümgeneral Mick Ryan, yeni cepheyle ilgili ilk değerlendirmesinde , "Önümüzdeki haftaların doğudaki Ukrayna kara kuvvetleri için çok acımasız olacağı muhtemel. Saldırılar şu anda küçük ölçekli gibi görünse bile. Ukraynalılar ne pahasına olursa olsun yerlerini korumaya karar verirlerse, giderek küçülen ordularının çoğunu kaybedecekler. Ukrayna için savaşta şu ana kadarki en zorlu anlardan biri olabilecek‘ diyor.


Çek Cumhurbaşkanı Petr Pavel de, Sky News televizyonuna verdiği demeçte, Ukrayna savaşında gerçekçi olmayan beklentiler konusunda uyarılarda bulunmuş. 2012-2015 arasında Çek Genelkurmay Başkanı, 2015-2018 yılları arasında NATO Askeri Komite Başkanı olan Pavel, "Ukrayna'nın öngörülebilir gelecekte kendi topraklarının kontrolünü tamamen yeniden ele geçirebileceğine inanmak saflık olur. Yapmamız gereken şey savaşı durdurmak. Daha sonra gelecekteki bir anlaşma müzakere edilebilir. Ancak uzlaşma Ukrayna ve Rusya'nın rızası ve garantör devletlerin yardımıyla sağlanabilir‘ demiş.


Ukrayna‘ya göre ise uzun zamandır ‘zafer‘in tanımı şöyleydi; Yani Kırım dahil tüm Ukrayna topraklarının geri alınması Batı'nın silahları ve parasıyla sağlanabilecekti. Belki yaklaşık 18 ay önce tartışılan bu ‘zafer‘ tanımı hala geçerli veya inandırıcı olabilir mi acaba? Bunun günümüzde ABD ve Batılı başkentlerdeki üst düzey politikacıları meşgul eden, tartıştıkları bir soru olduğunu sanıyorum. Salı günü dördüncü kez Kiev’e giden ABD Dışişler Bakanı Antony J. Blinken, Kiev'deki Politeknik Enstitüsü'nde bir konuşma yapmış.


Bu ABD'nin uzun süredir ertelenen 61 milyar ABD dolar tutarındaki yardım paketini kabul etmesinden sonraki ilk ziyaretti. Bakan Blinken, silahlardan bazılarının zaten geldiğini, bazılarının ise yolda olduğunu, hızlandırmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylemiş. ‘Bu, Rusya’ya karşı savaş alanında gerçek bir fark yaratacak‘ demiş, ama ayrıntı vermemiş. Kasvetli günün sonunda, Bakanı Blinken, bir punk-caz grubunun olduğu bodrum barı olan Barman Dictat'a gitmiş. Birkaç şarkıdan sonra grubun solisti onu sahneye davet etmiş.


Kırmızı bir Gibson elektro gitarla Neil Young'ın 1980'lerin sonlarında Cumhuriyetçi ABD Başkanı George Bush'un politikalarını eleştirdiği "Rockin' in the Free World" şarkısını çalmış. Blinken, Ukrayna askerlerinin, özellikle kuzeydoğudaki Harkiv kentindeki askerlerin çok büyük acı çektiğini söylemiş. ‘Ama bilmeleri gerekiyor, bilmeniz gerekiyor, ABD sizinle, dünyanın büyük bir kısmı sizinle. Birlikler sadece özgür bir Ukrayna için değil, özgür bir dünya için de savaşıyor ve özgür dünya da sizinle birlikte‘ demiş. Nereye kadar, izleyip göreceğiz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...