İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Zorunlu göç ve soykırım!

YAYINLAMA:

Şu anda yanıbaşımızda bir soykırım yaşanıyor. Çoluk çocuk, yaşlı kadın İsrail herkesi katlediyor. Filistin'de bir ırkı yok ediliyor. Bütün emperyalistler de bu soykırıma çanak tutuyor.

Gazze'de yaşanan soykırımı andıktan sonra bizim tarihimizden bir drama değinmek istiyorum. Bugün Bulgaristan Türklerinin çeşitli baskılar sonucu Türkiye'ye zorunlu göç etmesinin üzerinden 35. yılı. Tarihçi Prof. Dr. Ayşe Kayapınar, bu zorunlu göç hakkında Anadolu Ajansı'na konuştu.
Bulgaristan'ın yaptığını "kültürel soykırım" olarak değerlendiren Kayapınar, “Yaklaşık 2,5 ay gibi çok kısa sürede Bulgaristan'dan Türkiye istikametinde ani, kitlesel, travmatik, etnik, siyasi ve zorunlu bir göçtür. Kısa süreli kitlesel bir göç olması ve çok sayıda yerleşim biriminin nüfusunu kaybetmesine yol açması sebebiyle etnik temizlik ve sınır dışı etme olarak da değerlendirilebilir” bilgisini verdi.

Zorunlu göçü Bulgaristan Türklerinin hayatında bir dönüm noktası olarak değerlendiren Kayapınar, “Bu sadece Bulgaristan için değil dünya tarihi açısında da bir dönüm noktasıdır. Demir perdesi ülkelerinde komünist rejimin çöküşü hızlanmıştır” ifadelerini kullandı. Kayapınar, 1989'a kadar Bulgaristan'dan Türkiye istikametine çok sayıda göç yaşandığını ancak bunlardan hiçbirinin bu kadar kısa süreye sığdırılmış ve kitlesel olmadığını söyledi. Göçe iten nedenlerden birinin de Bulgaristan'ın sosyalist rejim ülkesi olarak Varşova Paktı'nda, Türkiye'nin ise NATO ülkeleri arasında bulunması olduğunu ifade eden Kayapınar, "Bu çerçevede Bulgaristan'ın sürekli Türkiye'nin kendisine karşı potansiyel bir tehlike oluşturduğunu iddia etmesi. Yine bu doğrultuda Türkiye, Bulgaristan'daki Türkler konusunda herhangi bir girişimde bulunduğu zaman Türkiye'yi iç işlerine karışmakla suçlaması" değerlendirmesinde bulundu. Kayapınar, buradaki Türklerin, etnopolitik, etnokültürel ve etnopsikolojik baskılarla yıldırılmaları sonucu Bulgaristan'ı "güvenilir vatan" olarak görememesi, Türkiye'yi ise "güvenli liman" şeklinde değerlendirmesinin göçün sebepleri arasında yer aldığını kaydetti.

Kayapınar, isim değiştirme, gelenek görenekleri unutturma, İslami ibadetlerden uzaklaştırıp "çağdaşlaşma" adı altında Hristiyanlaşma sürecini empoze eden komünist Bulgar yönetimine karşı pasif sayılabilecek direnişte bulunan Bulgaristan Türklerinin, 25 Mayıs için planlanan barışçıl yürüyüşlerini, iktidarın haber alması üzerine 19 Mayıs 1989'da başlatmak zorunda kaldığını anlattı.
İlk yürüyüşlerin, 19 Mayıs'ta kimlik, özgürlük ve demokrasi adına Kırcaali kentinin Cebel ilçesinde düzenlendiğini belirten Kayapınar, 20 Mayıs'ta ise Kuzey Bulgaristan'da, Bohçalar (Kaolinovo) ve Köklüce (Venets) ve diğer köylerden gelenlerin Şumnu ilinin Yusufhanlar (Pristoe) köyünde toplandığını söyledi. Kayapınar, o dönemde yaşananları şöyle aktardı: "Burada bir kişi öldürülür ve pek çok kişi de yaralanır. Yürüyüşler barışçıl olmasına rağmen Bulgar milis güçleri, silahla ateş ederek, su sıkarak ve cop kullanarak katılımcıları dağıtmaya çalışmıştır. 27 Mayıs 1989'a kadar Bulgaristan'ın Şumnu, Razgrad, Varna, Hacıoğlu Pazarı ve Kırcaali bölgelerinde pek çok yerde olaylar çıkmış, şehit düşenler olmuş ve çok sayıda kişi de yaralanmıştır. Olayların bu şekilde büyümesi ve Türkiye başta olmak üzere dünya kamuoyunda Bulgaristan'a baskı yapılması sonucunda 29 Mayıs 1989'da Bulgaristan hükümet başkanı Todor Jivkov, Bulgar resmi televizyonuna çıkarak Türkiye'ye çağrıda bulunmuştur."

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...