İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

El koymak

YAYINLAMA:

Yerel seçimlerin üzerinden çok zaman geçmeden iktidar partisi kendisinde olmayan belediyelere yasal nedenler (?) bulmaya başladı. Geçen günde bir il belediye başkanının yargılaması var deyip görevden alıp il mülki amiri valiyi “kayyum” olarak atadı.

Devlet kamu kurumlarında çalışacak eleman için işe almadan adli bir suça karışmış mı diye araştırma yapar. Bu günümüzde “temiz kâğıdı” diye bilinir. Keza seçim olacağı zaman da “yüksek seçim kurulu” adaylardan sabıka kaydı ister. Ülkede tüm yurttaşların seçme hakkı var ama seçilmek için de “temiz kâğıdı” gerekli. Ülkenin yurttaşı olmak yetmiyor, kamuda çalışmak ya da seçme ve seçilme hakkı olmak için adli bir soruşturma ve yargılamada sanık olmamak gerekir.

Çalışma yaşamında sendikal örgütlenmeye giden emeğinin hakkını arayan, okulda demokratik, ücretsiz ve eşit eğitim istemek ve bu temelde hak talep etmek anayasal bir hak olduğu yazmakta. Oysa çıkarları gereği demokratik hakkını talep edenler hoş karşılanmaz, hak arayanlar adli, olarak “fişlenir. Ülkeyi “parsel parsel satıp”, rüşvet alan, her türlü yalan ve dolan yapandan daha fazla suçluymuş gibi hem güvenlik hem de adli soruşturma ve yargılamaya maruz kalır. Ülkenin birçok yetenekli bilgili insanları yıllardır ötelenip seçilme hakları ellerinden alındı. Ellerinden alamadığı kişileri de “liyakat” anlayışları nedeniyle üst görevlere getirmeme gayreti var.

Mevcut iktidar dün olduğu gibi bugünde “Ali Çengiz” oyunu oynamaya devam etmekte. Seçimden önce yüksek seçim kurullarının denetiminden geçen kişiler aday olmayı hak etmiş oluyor. Seçim kurulu hâkim ve savcılardan oluşur. Bu kişilerin elleri altında “UYAP” gibi bir kurum var. Aday başvurusu yapan kim olursa olsun onunla ilgili soruşturma ya da yargılama olup olmadığını öğrenebilir. Kişi ya da partisi eksik ya da yanlış bilgi verse bile gerçek “UYAP” ta ortaya çıkar!

Yargı kurumu mensuplarından olan bu mekanizma adil, uyarıcı ve önleyici konumu var. Adayların eksik ya da yanlış beyanlarını düzeltmenin yanında haklarında adli davanın ya da soruşturmanın olup olmadığını açıklamak zorunluluğu var. Seçimden önce iktidar ve onun kurumları özellikle yerel yönetimlerde çoğunluğa sahip olmadığı yerde bunun tersini yapmakta. İktidar belediye başkanlığını alamayacağı yerde karşı adayın seçilmesine göz yumar. Seçimden sonra gerçek varmış diye ortaya çıkararak aday görevden el çektirilmekte ve belediyeye de el konulmakta.

Sorun anayasal hakkını kullanan yurttaş ve partiler mi sorun “yüksek seçim kuruluna” hâkim ve savcıya güvenmek mi?

Aday, parti ve “yüksek seçim kurulu” yanlış yaptı başkanı görevden alırsın ama mecliste seçilmiş üyeler var. Çok değil 1998 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı yargılanıp belediyeden el çektirildi. Yerine vali değil meclis üyeleri arasında seçim yapıldı. Dün görevden aldığınız “el çektirdiğiniz” belediye başkanı yerine mülki amiri atamanız doğru değil. Seçimle gelen meclis üyeleri arasında başkanlık seçimi yapılmalı. Çok değil 2017 de yaptıkları ayyuka çıkan kendi başkanlarını istifa dilekçeleri ile görevden alıp yine belirlenen partili kişiler başkan yapıldı. İktidara kim gelirse gelsin devlet ve kurumlarını nalıncı keseri gibi hep kendine göre yontmakta.

Kurulu sistemin anayasası var. Anayasa ve diğer bağlayıcı yasalar yurttaşı koruyup kollamakla mükellef. Bu yasalar 12 Eylül askeri faşist darbenin yasaları. Buna rağmen yasalar çiğnenmek için değil uygulamak için olduğunu hâkim, savcı, savunman gibi yurttaşta bilmekte.

Sorun ülkede demokrasi var mı, anayasa uygulanıyor mu, “el koymak” ya da “kayyum atamak neyin nesi?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...