İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yeni bir dünya savaşı çıkar mı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

ABD’de başkanlık seçimleri öncesinde mevcut Başkan Joe Biden ve eski başkan Donald Trump’ın televizyondaki seçim tartışmasına “3. Dünya Savaşı” polemiği yaşandı. Trump, Biden'ı dünyayı yeni bir dünya savaşının eşiğine getirmekle suçlayarak, “Bizi 3. Dünya Savaşı'na sürükleyecek ve biz 3. Dünya Savaşı'na herkesin hayal edemeyeceği kadar yakınız” dedi. Rusya Devlet Başkanı Putin, 24 yıl sonra Kuzey Kore’yi ziyaret etti. Putin’in Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un ile imzaladığı anlaşma, her iki ülkenin de saldırıya maruz kalması durumunda karşılıklı yardım sözü veriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Dünya 3. Dünya Savaşı tehdidini ciddiye almalı böyle bir risk var” dedi.

Bütün bu gelişmeler “Yeniş bir dünya savaşı ne zaman çıkacak?” sorusuna neden oldu.
Son dönemde dünyadaki çatışma noktaları üzerinden savaş uyarıları yapılarak 3. Dünya Savaşı riskinin dile getirilmesini değerlendiren Sosyolog Dr. Berat Dağ, savaş söylentilerinin toplumsal yaşam üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu tür söylentilere karşı alternatif toplumsal yaşam biçimleri oluşturmanın önemini vurguladı. Dağ, “Savaş söylentileri hem içsel hem de dışsal anlamda göç hareketlerini arttırabilir” dedi.

“Savaş söylentilerinin toplum üzerindeki etkisi, genel olarak olumsuzdur. Çünkü savaş, aynı zamanda insanların ölmesi, ekonominin çökmesi, siyasetin anlamsızlaşması ve toplumsal yaşamın parçalanması anlamına da gelmektedir” diyen Dağ, tarihsel örnekler üzerinden düşünüldüğünde savaşın birey, toplum ve devlet açısından kapsamlı bir yıkıma neden olacağının açık olduğunu, dolayısıyla savaş söylentilerinin oluşan çok yönlü krizleri derinleştirmekten başka bir işlevi olmayacağını söyledi.

Söylentiler nereden çıkıyor?

Savaş söylentilerinin, geçersiz ve güvenilmez haberlerden kaynağını alıyorsa mevcut krizin daha da büyüyebileceğinin altını çizen Dağ, “Zira ortada herhangi bir savaş gündemi yokken bu söylentilerin iletişim teknolojileri üzerinden yaygınlaştırılması, milyonlarca insanın korku ve panik içerisinde siyasal, ekonomik ve toplumsal düzenden kopma ihtimalini arttıracaktır” dedi. Savaş söylentilerinin hem içsel hem de dışsal anlamda göç hareketlerini arttırabileceğini de vurgulayan Dr. Berat Dağ, “Yani savaş ihtimaline karşı birey ve topluluklar, savaştan daha az etkilenebileceğini düşündüğü başka bölgeler veya ülkelere ulaşmaya çalışabilir. Özellikle yaşamının başında olan gençler için bu söylentilerin etkisinin daha olumsuz olacağını düşünmek söz konusudur. Gençlerin savaş söylentileri çerçevesinde geleceği belirsizleştiğinde daha sağlıklı, özgür ve müreffeh bir yaşam imkânı için harekete geçmesi muhtemeldir. Buradan hareketle bu ve buna benzer söylentilerin yaygınlaşması, bireysel, toplumsal ve siyasal bütünlüğün süreklileşmesi noktasında büyük bir engel teşkil etmektedir” tespitini yapıyor.

Sözün özü biz de diyoruz ki; Savaş cinayettir...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...