İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KUYUDAKİ TAŞ

YAYINLAMA:

Adamın biri derdini dile getiriverip “Anayasada laiklik olmasın” deyince kıyamet koptu. Ağzının payını vermek için siyasal, hukuksal, sosyal mosyal açıdan tahliller yapan yapana. Kuyuya atılan taş misali...Gelin biz kestirmeden gidelim. Konumuz cinnet ya, delice bir senaryo yazalım. Bir genelkurmay başkanımız gizli mezhep sahibi ve gizli manyakmış. Kendini Şii sayarmış nedense. “Laiklik olmasın” önerisi de pek hoşuna gitmiş. Duyar duymaz darbe yapmış.

“Ne demek devlet dine karışmaz tezi!” diye gürlemiş. “Bal gibi karışayım da görün.” Vakit geçirmeden Işid hızıyla anti-laik icraata girişmiş. Önce devlet ricalini toparlayıp “Bre melunlar, siz hepiniz Sünnisiniz” diyerek Zincirbozan’a yolcu etmiş. Bütün camilerin kapılarını kocaman asma kilitlerle kapatmış. “Kapatmayalım da cemevi yapalım” diyenler olmuş. Şia ile Alevilik ilişkisini bilmeyen diktatör “Hayır, onlar Sünnilere yeterince karşı çıkmadılar, bütün cemevlerinin de kapısına kilit vurun” buyurmuş. Ülkemizdeki kilise ve havraları yıktırmış. Ortodoks Başpiskoposunu, Ermeni Patriğini, Hahambaşını, İran’dan başka bütün ülkelerin elçilerini “persona non grata” ilan ederek sınır dışına yollamış.

Onların ülkeleriyle ilişkilerimiz kopmuş, ticaretimiz kesilmiş. Diyanet İşleri ileri gelenlerini davet edip Şii olmalarını istemiş. “Bizim itikadımıza karışamazsınız” cevabını alınca küplere binmiş: “Haberiniz yok mu, laikliği kaldırdık. Artık her şeye karışırım. Dirençleri kırılmayınca paralarını kesmiş. Binlerce imam işsiz kalmış. Benzeri olaylar işadamlarımızla da yaşanmış. Onlar da direnmişler Şiilik önerisine. “Öyle miii? Artık size tek lira destek yok!” Vergi ödememek ya da ödeyememek olayları, üretime son vermeler, iflaslar hızla artmış. İşsizlik de şaha kalkmış. Çoğu baba için evine ekmek götürmek zorlaşmış. Geçim derdiyle yurt dışına kapağı atmak isteyenlerin düşmanlaşmış ülke temsilcilikleri önündeki vize kuyrukları uzadıkça uzamış. Protestolar, boykotlar, mitingler, yağmalar, türlü karışıklıklar baş gösterince lider sıkıyönetim ilan etmiş. Laikliğin geri getirilmesini isteyenleri gönderdiği cezaevleri dolmuş. Yenilerini yaptırmayı düşünmüş ama bütçede para yokmuş. “Para bul” diye gırtlağına basılacak Maliye Bakanı? O da yokmuş. Zincirbozan’dakine “Bir süreliğine mezhebine karışmayacağım, hemen gel” diye haber yollamış ama, aldığı yanıt tokat gibiymiş:

“Memleketi düzeltilemez hale getirdiniz; ben buradan çıkmam.”

Hükümet kurdurmak için bir avuç taraftarını Meclis salonunda toplayan lider kürsüye çıkmış, “Olağanüstü şartlar olağanüstü kararlar gerektirdiğinden, bir süre için laiklik ilkesine itirazımı geri alıyorum” diye söze başlamış. Ama birden salona dolan binlerce kişi onu kürsüden yaka paça indirmiş. Ve… Gerisini anlatmayayım. Çok acıklı. Sayın İsmail Kahraman pek meşgul; bir YeniBirlik alıp senaryomuzu göremez. Görenler kendisine iki kelimeyle özetlesinler lütfen:

“Felaket olur!”

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...