İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ekoloji, kentleşme ve yeşil mimari

YAYINLAMA:

Yine İTÜ Çevre Mühendisliği Kulübü’nün kitabından bir bölüm daha sizinle paylaşmak istedim. Doğayı iyi tanımazsak sonumuz çok kötü olur. Onun için bulduğum tüm bilgileri sizinle paylaşacağım. 25 yıl emek verdiğim İTÜ’nün etkisi bitmedi, bitmeyecek.

Dünya üzerinde çok farklı ekosistemlerde, farklı özellikleri olan türler yaşamlarını devam ettirmektedir. Kentleşme, endüstriyel gelişmeler, tarımsal faaliyetler gibi birçok nedenle türlerin yaşam alanları daralmakta ve soyları tehlikeye girmektedir. Ancak bu nedenlerin yanı sıra günümüzde ve gelecekte türlerin yaşamını etkileyen bir olay da yabancı türlerin istilalarıdır. Yabancı bir tür, bir ekosistemden benzer özelliklere sahip bir başka ekosisteme taşındığında ilk olarak hayatta kalmaya çalışır. Yaşamayı başarabilirse yeni girdiği ekosistemde hızla çoğalıp ortamda baskın hale gelerek gerçek anlamda biyolojik istilaya neden olur. (Şimdi bizi istila eden Arapların neden beşer çocuk yaptığını anladım.)

Hava her yerde aynı hava, toprak her yerde aynı toprak, ağaç her yerde aynı ağaç değildir. En azından kendini “doğaya duyarlı” olarak nitelendiren insanların bakış açısının bu olmaması gerekir. Tıpkı her milletin ve her coğrafyanın özünde aynı ama nitelikte farklı olması gibi. Doğa da kendi içinde dinamiklere ve kendine has istek ve özelliklere sahiptir. Doğayı sadece bize hizmet eden bir unsur olarak görmekten vazgeçtiğimiz, onu gerçekten anlamaya başladığımız zaman mülteci yaşamları da ithal etmenin mantıksız olduğunu anlayacağız. Olaylara daha geniş bir pencereden bakmak ve doğanın her parçasının birbiriyle olan karmaşık ilişkilerini özümsemeye çalışmak, içinde olduğumuz bilgi çağında ve ekolojik yaklaşımların ışığında devletlerden de artık beklenmesi gereken duyarlılıklar hatta gerekliliklerdir.

Koruma, kullanım ve geliştirme konularında daha bilinçli ve temkinli hareket etmek insanların doğaya ve birbirlerine olan borcudur. Çünkü kaybedilecek değerler ve meydana gelecek hasarlar hem doğaya hem insanlara çok büyük ölçeklerde zarar verebilir. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...