İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Anayasa ve kırmızı çizgilerimiz

YAYINLAMA:

Anayasamızın ilk üç maddesinde, devletimizin şeklinin cumhuriyet olduğu, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğumuz, dilimizin Türkçe, bayrağımızın beyaz ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın “İstiklal Marşı” ve başkentimizin de Ankara olduğu belirtilirken dördüncü maddede de bu üç maddenin değiştirilemeyeceği, hatta değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği yazar.

İktidarın büyük ortağı her yasama yılında yeni, sivil bir anayasa yapılması gerektiğinden bahsetmeye başlar. Ülkenin bunca ekonomik sorunlarının nedenleri anayasadan kaynaklanıyormuş gibi bir algıyı topluma şırınga ederek yokluğun ve yoksulluğun üstünü kapatmaya çalışır. Soruyorum size: Bu ülkeyi kalkındırmanıza, gelir dağılımında ve vergide adaleti sağlamanıza, yargıda adaleti tesis etmenize, emekli ve çalışanlarla tarım ve hayvancılıkla uğraşanları memnun edecek kararları almanıza engel olan anayasa maddesi hangisidir? Kafanızın arkasındakini görüyoruz!..

1982 Anayasasında yapılan bunca değişikliğe rağmen onun sırtındaki “askeri” gömleği halen duruyor, demeye çalışıyorlar. Oysa tek adam rejimine geçtiğimiz 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle ülkenin yönetim şekli değiştirildi. Daha ne istediklerini anlamış değilim. Sanırım bu değişiklik talepleriyle ilk üç maddenin değiştirilmesi ve şer’iyye bir anayasaya geçilmesi hedefleniyor. Bu talep de “minnacık ortak” HÜDA PAR aracılığıyla topluma sunuluyor. Kamuoyunun tepkisini ölçmek için HÜDA PAR paravan olarak kullanılıyor. Toplum onları zaten tanıyor, biliyor, diye düşünülüyor.

HÜDA PAR Genel Balkanı Yapıcıoğlu şöyle diyor: “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim, buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz, anayasanın 4'üncü maddesi olmasın diyoruz. Kameraya bakarak söyleyeyim bir daha. Anayasa'nın 4. maddesi olmasın diyoruz. Anayasa'da değiştirilemez maddeler olması demek, bütün değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız. Tamam mı anladınız mı? 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. Diğer maddeleri oturalım beraber yazalım. İlk 4 madde değil, 4. madde.”

Anayasanın ilk üç maddesinden bahsetmeyip o maddeleri koruyan dördüncü maddeye karşı olduğunu söylerken asıl niyetinin ilk üç madde olduğunu bu millete yutturmaya çalışıyor. Hem de milleti “ahmak” yerine koyarak. Vallahi bu millet kimlerin ahmak olduğunu iyi bilir.

Şunları unutma Yapıcıoğlu: Bu ülkenin “cumhuriyet” olarak yaşaması için irade koyanların kanları var bu topraklarda. Bu iş senin keyfine kalmadı Yapıcıoğlu. Aldığın sıfır virgülle dahi söylenemeyen bir oyla böyle saçma sapan bir talepte bulunamazsın. Hatta bunu dillendiremezsin dahi.

Yapıcıoğlu, cumhuriyetimizin, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmasından mı, rengini atalarımızın kanlarından alan ay yıldızlı şanlı Türk Bayrağı’ndan mı ya da başkentin Ankara olması mı rahatsız ediyor sizi? Cumhuriyet kurulalı beri bu gerici kavganız bitmedi. Lafı orasından burasından dolandırarak hiç kıvırma. Bu millet, günü geldiğinde bir ahmağa anlatır gibi sana cevabını verir bunun. Şunu hiç unutma: Anayasamızın ilk üç maddesi, bu ülkenin kırmızı çizgileridir. Dördüncü maddesi de o maddelerin koruyucusudur. Hiçbirine dokunamazsınız. Ulusumuz, ona dokunacak eli yakar geçer. Bu maddeler milletimizin namusudur, şerefi ve haysiyetidir ki Türk milleti bu değerleriyle ayaktadır.

Asıl üzerinde düşünülmesi gereken bir başka nokta da diğer ortakların uzunca bir süre sessiz kalmalarıydı. Valla ne diyeyim, rahmetli Alparslan Türkeş, HÜDA PAR’ın bu açıklamasını duyar duymaz ayağa fırlar ve: “Sen de kimsin?” derdi. Şimdikiler önce genel havayı görmeyi ve sonra açıklama yapmayı tercih ettiler. Sanırım bu tutumları da aziz milletimizin gözünden kaçmamıştır.

Sonuç olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bunu böyle bilin.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...