İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Şiddeti meşrulaştırmak…

YAYINLAMA:


Buraya kadar her şey olağan görünüyor. Şiddeti, kavgayı, vandalizmi lanetleyen bizler, sonuna kadar tepki gösteren bizleriz.
Ancak tepki gösterdiğimizi söylediğimiz kadar, sosyal medyada, sokakta ve hayatımızın her anında karşılaştığımız şiddet görüntülerine karşı duyarsız bir haldeyiz. Ekranlarda, televizyon dizilerinde, sabah kuşağı programlarında, aile içi şiddet başta olmak üzere her türlü görsele reyting katan biziz.
Hatta RTÜK başkanlığımızın yaptığı yasal düzenlemeleri bazı kesimlerin yasakçı zihniyet yorumlarına sessiz kalan da biziz. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’muzun konuya ne kadar hassasiyetle yaklaştığını takip ediyorum. Sosyal huzur ve sosyal disiplin adına yapılan düzenlemeleri yasakçılık olarak tanımlamak, tek kelimeyle büyük bir haksızlıktır.
Beni daha çok üzen, medeniyet kodları ve değerler yolculuğu, bu kadar derin bir topluluğun bizim muhabbet duruşumuza bu denli zarar veren duruma sessiz kalmamız.
En başta, dijital mecralarda yoğun taarruza maruz kaldığımız küfür, hakaret ve özellikle şiddet görüntülerine karşı siyasal ya da farklı bir refleks sergilemeden, tamamen insani ve medeni bir duruşla topyekün tepki vermeliyiz. İnsanın huzurunu, ruhunu bozduğumuzda o toplum yaşanmaz bir hale gelir. Hepimizin duygu durumunu onarmak adına bu hassasiyetin eşiğini koruma sorumluluğumuz olmalı.
Yaşadığımız sinir harbinin birçok sebebi olabilir. Hayatın her anında sorunlar yumağı olacaktır. Önemli olan, bu problemleri çözüm merkezli bakıp, oto kontrolümüzü kaybetmeden, şiddeti perdeleyecek bahaneler üretmeden bir anlayış sergilememiz.
Sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında şiddete maruz kalan, katledilen kadınlara, çocuklara ve canlara aynı vicdani bakışla yaklaşmamız gerekir. Şiddeti bu kadar sıradan kabul etmemeliyiz.
Nefretin, şiddetin esiri olmadan, muhabbetin insanlığın yoldaşı olmak adına söylenecek birkaç kelâmımız, insanca birkaç eylemimiz mutlaka olmalı…

Şiddetten uzak, sevgi dolu bir dünya umuduyla…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...