İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Hal-i pürmelalimiz

YAYINLAMA:

Mahkeme-i Kübrâ'da yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz. Biz mü'minler Cehennemi yarattığı için Allah'a hamd ediyoruz. Sonsuza kadar orada azap çekmeniz için duâ ediyoruz. Ateş zalimler için en iyi temizleyicidir. Zalimler için yaşasın Cehennem!

 Yıllardır zulüm ve işkenceler altında inleyen ve bir kısmının vahşetten kaçıp başka ülkelere sığındığı Suriye halkı sonunda özgürlüğüne kavuştu. Çok bedeller ödendi. Diğer İslam beldeleri gibi içimizde kanayan bir yaraydı Suriye. Birçoğumuzun savaştan kaçtıklarını düşündüğü için nefret ettiği Suriyeli Müslümanların yaşadıkları zulümler yeni yeni ortaya çıkıyor. Hapishanelerde yapılan vahşet, toplu mezarlar, ağır işkenceler, tecavüzler, insan olan insanın kanını donduracak cinsten.

Suriye, diğer mazlum İslam beldeleri gibi bizim için büyük bir imtihandı. Kimimiz bu imtihandan sınıfta kaldı. Ahırdan, bodrumdan bozma mekânları daire diye fahiş fiyatlarla kiraya veren ev sahipleri, çok düşük ücretlerle çalıştıran işverenler, ırkçılık yapıp hakaret ve kötü muameleyi onlara revâ görenler zulmün başka bir türünü uygulayarak o imtihanı kaybettiler. Ensar olabilmek kolay değildi elbette. 

Şimdi ülkelerine dönüyorlar. Buruk bir sevinç var yüreğimizde. Mü'minler olarak zillete alıştırıldığımız için öğrenilmiş çaresizliğimizle bu sevinci tam da yaşayamıyoruz.        

Kur'an, Müslümanları birbirine bağlayan şeyin uhuvvet ipi olduğunu söyleyerek ayrılığa düşmememizi emrediyor. İslâm düşmanları bunu bildikleri için Müslümanları birbirine düşürüp senelerce savaştırdılar. Kopan tesbihin taneleri gibi darmadağın olduk. Ne zaman Kur'an'a tabi olduysak her bakımdan terakki edip dünyaya hükmedecek duruma geldik. Şanlı tarihimiz bunun misalleriyle doludur. Osmanlı, altı asır dünyayı adaletle yönetti. Hâl-i hazırda yalnız Müslümanlar değil bütün insanlık İslam'ın şefkatli kanatları altına girmeye, İslam'ın adâletine muhtaçtır.

Geçmişte olduğu gibi önümüzdeki günlerde İslam'ın sancaktarlığını yapmak bu aziz Türk milletine nasib olacaktır Allah'ın izniyle. Bu minvalde Bediüzzaman Hazretleri'nin sözlerine kulak vermemiz gerekir.

Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları olan muhterem din kardeşlerim! 
Beş yüz senedir yattığınız yeter! Artık Kur'an'ın sabahında uyanınız. Yoksa Kur'an-ı Kerîm'in güneşinden gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla, vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecektir. 
Kur'an'ın mecrasından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi Kur'an-ı Kerîm'in saadet ve selâmet mecrasında ittihat ederek, sefahet ve rezalet-i medeniyeyi süpürüp bu vatana âb-ı hayat olan hakikat-i İslâmiye sularını akıtınız. 

O hakikat-i İslâmiye suları ile bu topraklarda iman ziyası altında hakiki medeniyetin fen ve sanat çiçekleri açacak, bu vatan maddî ve manevî saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir inşâallah.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...