Avrupa sesimizi duyamadı
Yeni formatı beğendiğimi söylemeliyim. Heyecan son ana kadar devam ediyor, takımlar rehavete kapılmıyor. Eski sistemde, özellikle 1. torbadaki bir takım, 4. torbadan gelen rakibini iki kez yendiğinde ve evinde bir galibiyet aldığında gruptan çıkmayı garantiliyordu. Bu da son maçları formaliteye dönüştürüyordu. Yeni formatta ise durum farklı; kendi takımınız kazansa bile başka şehirlerden gelecek gol haberlerini bekliyorsunuz. Braga'nın 90+4'te attığı gol ofsayt nedeniyle iptal edilmeseydi, Fenerbahçe 25. olarak Avrupa'ya veda edecekti. Braga elendi, Fenerbahçe devam ediyor. Ancak, format ne kadar heyecan verici olursa olsun, temsilcilerimizin performansı tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı.
Galatasaray: Avantajı kullanamadı
Galatasaray'ın fikstür avantajı oldukça fazlaydı, Dinamo Kiev ve Rigas Skola gibi rakiplerle oynayıp ilk 8'e girememek büyük bir başarısızlık. Kiev maçı kazanılsa ilk 8'e giriliyordu. Taraftarlar açısından da Avrupa performansı tam bir hayal kırıklığı. Play-off turuna kalındı ama burada geçilmesi halinde olası rakipler Manchester United veya Tottenham. Galatasaray işleri gereksiz yere zora soktu. Şu anki performans ile Avrupa hayal. Yönetim, pasta kesmek yerine gerçeklere odaklanıp takıma gerekli takviyeleri yapmalı.
Fenerbahçe: Beklentilerin altında
Fenerbahçe adına da Avrupa macerası hayal kırıklığıyla geçti. Braga'nın son dakika golü VAR'dan dönmeseydi eleniyordu. Jose Mourinho gibi bir teknik direktör ve 250 milyon euro’ya yakın kadro değeriyle 24. sırada play-off turuna kalabilmek büyük bir başarısızlık. Play-off ve sonrasında kura şansı daha iyi olsa da, oyun olarak sahada çok kötü bir Fenerbahçe var. Bu oyuna transfer ilaç olur mu, göreceğiz.
Beşiktaş: Hedefsiz bir sezon
Ocak ayı bitmeden hem lig hem de Avrupa defteri kapandı. Geçen sezonki Konferans Ligi fiyaskosunun ardından bu sezon Avrupa Ligi'nde de varlık gösteremedi. Son iki sezondur Beşiktaş'ın en büyük hedefinin sadece Ziraat Türkiye Kupası olması zaten başlı başına bir sorun. En azından Twente karşısında bir galibiyet alıp play-off'a kalmalıydı. Ancak, kritik bir maçta böylesine silik bir futbol oynanması şaşırtıcıydı.
Sonuç: Sorun parada değil sistemde
Avrupa'da takımlarımız çok kötü bir sınav verdi. Ancak bunun çaresi yine milyonlarca euro harcamak olarak görülüyor. Gerçek çözümün sistem değişikliğinde olduğu hâlâ anlaşılamadı. Hollanda futbolunu beğenmeyiz ama Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde 5 takımı son 24'e sokmayı başardılar. Bodo/Glimt gibi bir takım, senin iki kulübünün bütçesinin onda biriyle iki takımını birden geçti. Gerçekler ortada, çözüm de belli ama uygulamak isteyen var mı?