İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kendi hikayeni yazmak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bireyselleşmenin yoğunlaştığı çağımızda, ‘ben’den bilinmeze bir yolculuk yapıyoruz. Hayata bakış açımız, beğenilerimiz, isteklerimiz ve arzularımız başkaları tarafından şekillendiriliyor. En acısı ise, sonsuza kadar beraber olacağımız kendimizi ihmal ediyor olmamız.  

Kendimize yatırım yapmanın, kendimizle kalmanın ve kendimize dönmenin ne kadar kıymetli olduğunun farkında mıyız? Bir an düşünün: En son ne zaman bir kitapla, bir şehirle, birkaç kelamla ya da bir fincan kahveyle buluştunuz? Kaç kez hayatın suretindeki çizgileri izleyip esintisine eşlik ettiniz? Yeni dünya ile birlikte kendimize gurbetiz.  

Sahi, aynada gördüğümüz gerçekten biz miyiz? Estetizm katliamlarından bahsetmiyorum; zaten “estetizm” gibi şık bir kelimeyi bile katlettik. Yüzünü, gözünü, kaşını değiştiren insan, ruhunu ve benliğini de dijital dünyaya teslim etmiş görünüyor. Gerçekten yaşadığımız bizim hayatımız mı? Dönem dönem sosyal medya detoksları ya da dijital dünyadan kaçış eylemleri olsa da bireyin bu esaretten kurtulması pek mümkün görünmüyor. İletişim çağının iletişimsizleri, en çok da kendileriyle iletişim kuramıyor. Bize ücretsiz olarak sunulan bu eğlence fanusunun bedelini aslında hayatımızla ödüyoruz.  

Her yeni gün, yeni bir doğumdur derim. Belki de bu yazıyı okuduktan sonra yeni güne uyandığınız ilk an, sizin için başka bir doğuş olsun diye birkaç kelimeyi yan yana getirme çabasında oldum. Anlam dünyasına bir iz bırakır mı söylediklerimiz, bilmiyorum; ama insanın kendisini, size sizi hatırlatmayı denedik.  Yaşadığınız, sizin hikâyeniz. Ve bu hikâye, başkaları için harcanamayacak kadar kıymetli. Yazın kendi hikâyenizi; en çok da ruhunuza ve benliğinize yatırım yaparak. 

Çünkü sonsuza kadar kendinizle birlikte olacaksınız ve yaptığınız ya da yapmadığınız her şeyin bedelini siz ödeyeceksiniz.  Uzun saatler izlediğimiz dünyanın penceresi gerçekten bize mi ait? Yoksa başka insanların penceresinden başka dünyaları izlemeye devam mı edeceğiz? Ne dersiniz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...