Yedirmem!
Şükürler olsun, benim de artık ATV’de izleyecek bir dizim oldu! Ama benimle hem fikir olmayan bir güruh da var. Onlar, “Bir Başka Gün” dizisini sosyal medyada ve çeşitli platformlarda topa tutuyor. Etraf berbat dizilerden geçilmezken, neden bu diziyi bu kadar gömüyorlar, inanın anlayabilmiş değilim.
Dizi akıyor, hikaye kendini izlettiriyor, kurgusu güzel. Oyunculuklar başarılı, herkes rolüne cuk oturmuş. Bir dizide istedikleri tüm karakterler var… “Gıcık olacağımız bir ergen…” Var! “Kendi hayatını unutup, arkadaşı için hayatını feda eden salak arkadaş…” Var! Ki, Şükran Ovalı bu rolü şıkır şıkır oynuyor.

“Ağız dolusu küfürler ve beddualar edeceğimiz koca…” Var! Salih Bademci de bu rol için biçilmiş kaftan. “Olmazsa olmaz mağdur ama mağrur “O” kadın… Var! O kadın bir de Ezgi Mola olunca, ekrandan gözünü ayıramıyorsun. “Ve tabii ki gelininden nefret eden kaynana, Nur Sürer…” İnanmayacaksınız ama o da var! Velhasıl kelam; abuk sabuk bahanelerle, bu diziyi linç etmenize izin vermem!
Köroğlu?
TRT ekranlarında dün akşam yeni bir dizi başladı. Yazılarımı perşembeden yazdığım için ilk bölümünü izleyemedim. Ama fragmanlara göz attım, diziyle ilgili küçük bir araştırma da yaptım. Fragman ilgimi çekti, güzel görünüyor. Fakat her yerde “90’lı yılların İstanbul’unda geçen çağdaş bir Köroğlu hikayesi.” diye bir tanıtım cümlesi dolaşıyor. Hiçbir anlam veremediğim, itici bir cümle… Gerçekten yaratıcı bir tanıtım bulmak bu kadar zor mu? Neyse… Oyuncu kadrosu güçlü… Cihangir Ceyhan, son yıllarda yer aldığı her projede iyi işler çıkardı. Alina Boz’u her karakterde beğenmesem de genel olarak başarılı buluyorum. Hüseyin Avni Danyal, Murat Davut Tapan, Şebnem Dönmez gibi sağlam isimler de var. Sanat departmanı güzel iş çıkarmış gibi görünüyor, dönem dizilerinde bu detaylar çok önemli. Anladığım kadarıyla işin içinde biraz mafya teması da olacak. İzledikten sonra daha detaylı yazacağım. Şimdilik umutluyum, umarım TRT’nin yeni dizisi hak ettiği ilgiyi görür.

Dost, yine acı konuşuyor…
Bu hafta, Kanal D'de yeni bir dizinin fragmanları dönmeye başladı. Adı; “Piyasa”… Bu “Piyasa” bizim piyasayı, yani medya, dizi, magazin dünyasını anlatacakmış. Tabii içinde bolca entrika, dalavere, aşk ve ihanet olacaktır. Zaten bizim piyasanın adı çıkmış… Aslı astarını konuşacak olursak, artık bu tarz işlerin dönmediği mecra kalmadı. Hatta bazen, bizimkiler masum bile kalıyor. Tekrar diziye dönecek olursak… Hikaye akıllıca seçilmiş. Konu iyi işlenirse ve doğru başlıklar ele alınırsa izleyici ayıla bayıla izler. Dizinin fragmanları izledim, hatta birkaç kez izledim, yanlış bir yorum yapmayayım diye… Maalesef bu iş tutmaz! Zuhal Olcay dışında, özellikle başroller dahil oyuncu kadrosunu beğenmedim. Bir de Gülben Ergen kadroda! Seçilen konuya göre çok doğru bir isim de olabilir… “Ne alaka?” deme ihtimalimizde yüksek bir isim de...

Ve yine lafı eğip bükmeden söyleyeceğim bir konu daha var… Pastel Yapım’ın yaptığı yanlış seçimler ve stratejik hataları yüzünden, uzun zamandır işleri tutmuyor. O kadar emek verilen bir projeye olumsuz öngörülerde bulunmak istemem ama… Bazen de görünen köyde kılavuz istemiyor.