Nesl'-i Cedid
Yatılı misafirliğe gittiği evin odasında Kur'an-ı Kerim olduğu için edebinden sabaha kadar diz üstü oturan Ertuğrul Gazi'nin soyuna, tıpkı ismi Kur'an'la özdeşleşmiş olan Hz Osman gibi Kur'an'a hizmet eden Osmanlı imparatorluğu nasib olmuştur. Allah'ın vaadidir: Kim Kur'an-ı Kerim'i yüceltirse Allah da onu yüceltir, aziz kılar. Tarihin sayfaları bunun misalleriyle doludur.
Ecdadımızdan Fatih gibi, Yavuz gibi ve yüzlerce şahsiyetin muvaffakiyetlerinin altında, küçüklüklerinde gerek anne babalarından gerekse hocalarından kuvvetli iman dersleri almaları ve bunun yanında zamanın ilimlerini de öğrenerek her bakımdan donanımlı şahsiyetler olarak yetiştirilmeleri yatmaktadır. Bu bakımdan düzgün ebeveyn olmadan düzgün bir nesl-i cedid bekleyemeyiz.
Yıllarca evde televizyon karşısında vakit geçiren, okullarda da “İnsan düşünen ve konuşan bir hayvandır, maymundan türemiştir”; “İnsan insanın kurdudur”; "Büyük balık küçük balığı yutar" gibi öğretilerle yetiştirilen bizim neslin evlatları şimdi youtuberlara teslim olmuş ve bu gençler hal-i hazırda hissiyatını havlayarak ifade eden şarkılar üretiyorlar.
"Bir çocuk İslam fıtratıyla doğar, anne babası onu sonradan Yahudi, Hristiyan ve mecusi yapar "hadisince biz anne babaların çocuğun eğitimindeki yeri elbette büyüktür. Bilhassa şefkat kahramanı annelerin çocuklar küçükken onlara yaptıkları telkinler çekirdekler şeklinde fıtratlarına yerleşiyor ve sonradan neşv-ü nemâ buluyorlar. Annelerin kendilerine verilen şefkati çocukların yalnızca maddi hayatlarını düşünerek yanlış şekilde kullanmaları o evlatları dünya ve ahiret ateşlerinde yandırıyor, yandıracak. Sabah namazına kaldırmaya kıyılamayan evlatlar sınavdan sınava koşturuluyor bedenleri beslenirken ruhları perişan halde. Şefkatin bu yanlış kullanımı evlatlar tarafından kötü muamele, huzurevine gönderilme hatta son zamanlarda gördüğümüz öldürülme gibi daha bu dünyadayken ana babaya cehennem azabını tattırıyor. Çocukların ruhi bunalımlara girmelerine ve dolayısıyla da farklı arayışlara girmelerine sebep oluyor. O evlatlar düzgün iman eğitimine tabi tutulmadıkları için ahirette de şefaatçi olmak yerine ebeveynlerinden davacı olacaklar .
Hayırlı evlat sadaka-i cariyedir yani anne baba vefat ettikten sonra evlatlarının yaptığı hayırlı işler ebeveynlerinin amel defterine de yazılır. Bu sebeple evlat gibi bu büyük nimetin şükrünü eda edip iyi bir müslüman olarak yetiştirmek biz anne babaların en büyük vazifesidir.
Hadis rivayetine göre âhir zamanda kırk kişiden iki üç müslüman imanını kurtaracak. Hakiki muvaffakiyet yarış atı gibi sınavdan sınava koşup yüksek notlar almak ,iyi bir üniversiteye girmek prestijli bir meslek sahibi olmak değildir. Asıl muvaffakiyet o kırk kişiden iki ,üç kişinin arasına katılıp imanla kabre girip ahiretini kurtarabilmektir.