
Tren gelir zor gelir
Geçen hafta Ankara'ya gitmem lazım.
Meteoroloji İstanbul için yoğun kar yağışı veriyor, uçak seferlerinin iptal olacağını söylüyorlar.
Anlıyorum ki havaalanında bekleme ya da iptal sorunu olabilir.
Eh diyorum, maceraya atılmayayım, trenle giderim.
Karar veriyorum ve hızlı trene bilet alacağım, ekonomi dolu, business bakıyorum, oradan bilet alıyorum.
Arkadaşım diyor ki, koltuk numarana baktın mı Funda'cım, evet baktım ve öyle aldım diyorum.
Meğerse koltuk tersmiş.
Diyorum ki 4.5 saat ters imkansız gidemem.
Yerimi değiştireceğim, ne düz, ne ters hiç koltuk kalmamış.
Loca nedir bilmiyorum ama, orada düz koltukta yer var.
Bileti oradan alıyorum.
Aldığım bilet 1150 TL, üzerine 250 TL loca farkı ödüyorum, 1385 TL oluyor, artı 360 TL diğer biletin iptali için ödüyorum.
1385 TL loca bileti ve artı ceza 360 TL ödüyorum.
Vay canına, bu tren bileti ne kadar pahalı oldu.
Neyse biletim hızlı tren İstanbul Ankara, saat 11.10.
Kar yağıyor, evden erken çıkıyorum inanılmaz trafik var.
Ve Söğütlüçeşme garına, çok erken ama saat 09.00 geliyorum.
İçerisi o kadar karmaşık ki inanılmaz, kapalı salonu yok, açıkta, hava buz gibi ve son derece rüzgar alan bir yerde bekleme yapıyoruz.
Koltuklar kırık, duvarlar delik deşik.
Hayatımda bu kadar kötü bir tren garı görmedim.
Tam 1.5 saat soğukta açıkta bekledikten sonra bavullar kontrolden geçiyor, yukarıya perona çıkıyoruz ve trene biniyoruz.
Üst üste giyindim kat kat soyunuyorum, çanta bavul yerleştiriyorum.
Ve otuyorum.
10 dakika sonra bakıyorum, yan locadan ve trenden inen insanlar var, soruyorum ne oldu diyorum.
Bizden önce ki.10.40 treni arızalanmış, o tren yolcuları bizim trene bineceklermiş.
Kimse bir şey söylemiyor, tekrar giyiniyorum ve çanta bavul trenden iniyorum.
Kar yağıyor, hava çok soğuk peronda bizi bindirecekleri treni bekliyoruz.
Ayak parmaklarım kayboluyor.
Nihayet başka tren geliyor ve trene biniyoruz.
Loca 4 kişilik, karşılıklı 4 koltuk var, içerisi küçük ve çok sıcak.
Kliması ayarlanamıyor, kapısı açık kalsın diyorum o da olmuyor.
Bavulumu kapıya dayıyorum açık kalsın istiyorum.
Anons yok, nereye geldik belli değil.
Neyse.
Başlıyorum yola bakmaya, kar yağıyor ve tabiat kar ile karışmaya başlamış.
Manzara şahane.
Çocukluğumu düşünüyorum, o zamanlar "tren gelir hoş gelir ley ley limi limi ley" diye bir şarkı vardı.
Eh bu tren pek hoş gelmedi.
Trenler bu kadar hızlı gitmezdi ama, merhametli insanlarla göz göze gelirdik.
O zaman insanlar, daha sakin, daha az telaşlı idi.
Hayattan, insanlıktan, merhametten ne kadar çok yaprak dökülmüş kimse farkında değil.
Anladım ki kolumda açan çiçekler solmuş.
Funda'nın aklındakiler...
... Yukarıda İstanbul Ankara hızlı tren hikayemi paylaştım sizinle.
O tren, hızlı tren sayılmaz.
Tren 4.5 sattte Ankara’ya gidiyor ve duraklarda duruyor.
Trenin business ve loca fiyatlarını yazdım, ekonomi de 780 TL ucuz değil yani.
Neyse.
Ankara'da trenden indim, kalacağım yere geldim, baktım lacivert kazağım yok.
Hemen Ankara garındaki kayıp eşyayı aradım ve anladım ki kazağı ben bizi başka
trenin yolcuları için apar topar indirdiler ve trende bıraktım.
Anlattım çıkan beyefendiye masal gibi.
Cevap verdiler.
Tabi ki, burada böyle bir kazak yok hanımefendi dediler.
İstanbul Söğütlüçeşme garına kayıp eşyaya dönüşte uğradım, tabi ki yok hanımefendi dediler.
Funda'cım bu tren hikayen ne kadar pahalıya mal oldu sana.
Silk and casmire ipek kaşmir kazağın kayboldu.
Kazak kaç TL? 11.500 TL pardon.
1385 TL tren loca bileti ödedin.
360 TL bilet iptali ve yeni bilet için ceza ödedim.
Tren hayalin bu kadar oldu Funda'cım
Hadi Funda! Sarıl kendine canım.