Susma Orucu
Bu dünya misafirhanesinde insan, Allah'ın en kıymetli misafiridir .Mihmandar-ı Kerim'i Zülcelal bizi türlü nimetlerle donatmış fakat bu nimetlerin kullanımı ile alâkalı yine bizim hayrımız için bir takım kurallar getirmiştir. Mülk O'nundur. Mülkün sahibi mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Biz de Allah'ın kulu, mahluku, memluku ve misafiri olduğumuza göre misafirhane sahibinin istediği gibi hareket etmek durumundayız.
Cenab-ı Hak bize verdiği maddi manevi bedenin, azaların nasıl kullanılacağını kullanma kılavuzumuz olan Kur'an-ı Kerim'de belirtmiş ve yaşayan Kur'an olarak vasıflandırılan âlemlere rahmet Peygamber Efendimiz'i (sav) rehber olarak göndererek bize nasıl yaşayacağımızı göstermiştir.
İnsan en önemli uzuvlarından biri olan dilini Allah'ın kelamını duyurmak, nimetleri tadarak şükretmek gibi vazifelerde kullanması gerekirken O'nun istemediği şekilde sarf edip "Benim bedenim, istediğimi yaparım" hezeyanlarıyla yine ona isyan ettiği takdirde gazabını üzerine celbettiğini bilmelidir.
"İki lafın belini kıralım" diyerek bir araya gelinen sohbetlerin çoğu ölü kardeşinin etini yemek olan gıybetle devam ettiriliyor. Bu zamanda öyle kolaylaştı ki, gıybet için bir araya gelmek de gerekmiyor. Sosyal medyadan, televizyonlardan, radyolardan, sözlü, yazılı milyonlarca kişiye ulaştırılacak şekilde yapılan gıybet ve gıybetin en fenası namuslu kadın ve erkeğe iftira atmak gibi acımasızca insanların şahs-ı manevisi canavar hayvanların yaptığı gibi insafsızca dişleniyor.
En çok reyting alan magazin programları, en çok takip edilen sosyal medya hesaplarının gıybet içermesi, dinleyenlerin de suça iştirak ettiği düşünüldüğünde işin vehameti gözler önüne seriliyor. Asr-ı Saadette gıybet edildiği zaman havada pis kokular hissedildiği söylenir .Günümüzde ise maddi hava bozulduğu gibi günah ve isyanlarla manevi hava da bozulduğu için bu koku hissedilmiyor bile.
Önemsenmeyen bu mesele insanları ahirette müflis durumuna düşürecek gibi görünüyor. Dünyadaki iflas belki bir şekilde telafi edilebilir de öldükten sonra geri dönme imkanı olmadığı için bu durumun telafisi mümkün değildir. Bu sebeple ateşin odunu yediği gibi salih amellerimizi silip süpüren, gıybet ettiğimiz zâtın amel defterine yazdıran yine o kişinin günahlarını bize devreden bu hastalığın tedavisi için çokça çaba sarf etmemiz gerekiyor. "Allah'ım! Bizi ve gıybet ettiğimiz zâtı mağfiret et" diyerek dua etmeli ve o kardeşimizden helallik istemeliyiz. Birincisi belki kolay da ikincisi biraz cesaret istiyor.
Peygamber Efendimiz(sav) bir hadis-i şerifinde "Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz veya başka bir şey sebebiyle hak varsa dinar ve dirhemin bulunmadığı kıyamet ve hesaplaşmanın olacağı gün gelmezden evvel daha buradayken helalleşsin. Aksi takdirde o gün salih bir ameli varsa o zulmü nisbetinde kendinden alınır. Eğer hasenatı yoksa arkadaşının günahından alınır ve kendisine yüklenir.
"Yine insanları cehenneme sürükleyen dilleriyle kazandıkları değil midir?" buyurarak dilini Allah için muhafaza etmeyenlerin akıbetinin pek de iyi olmadığı ifade ediliyor. Dilimiz yüzünden dünyada türlü huzursuzluklar, kardeş kavgaları, karmaşa yaşayarak cehennem azabını bir şekilde bize Allah tattırıyor.
Hazır üç aylar içindeyken, Ramazan-ı Şerife sayılı günler varken ibadet çantamızı başta namaz olmak üzere ibadetle doldurmalı, takva silahını kuşanıp günahlardan kaçınarak salih amellerimizi muhafaza etmeliyiz. Sevaplar kat kat yazıldığı gibi günahlar da ziyadesiyle yazılacağı için her daim teyakkuzda olmalıyız. Dil ile günah işlemek çok kolay. Hayır konuşmuyorsak bari susalım ki zarara uğramayalım. Gerektiği zaman susma orucu tutmak bizi kötülüklerden muhafaza edecektir.
Mübarek Ramazan-ı Şerifte midemize oruç tutturduğumuz kadar dilimize de oruç tutturmak, yalandan gıybetten malâyani sözlerden kaçınmak bize büyük fayda sağlayacaktır ve o dili asıl gayesi olan Kur'an, zikir, tesbih, salavat ve istiğfarla meşgul ettirmek bizi yaratan Rabbimizin rızasını kazanmamıza vesile olacaktır.
Unutmayalım ki Allah bizi görüyor. Her halimizi, kalbimizle yaptığımız gıybeti dahi biliyor. Her an huzurda olduğumuzun farkında olmamız ve gıybetten muhafaza olmamız duasıyla...