İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Tüketim çılgınlığı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tarih boyunca tüketim çılgınlığı yoğun bir şekilde yaşanmış olabilir. Ancak son dönemlerde dijitalleşen dünya ile birlikte bunun çok daha arttığını gözlemliyoruz. 

“Hedefli iletişim” kavramından bahsetmek istiyorum; bireylerin psikografik ve demografik yapılarına uygun iletilerin onlara ulaştırılması… Dijital evrende, veri madeninde bıraktığımız izlerle dijital dünyanın bize uygun ürünleri reklam olarak karşımıza çıkarması… 

“Bak, tam da aradığın ürün bu! Bunu almalısın, üstelik şimdi indirimde!” şeklindeki etkileşimlerin yoğun bombardımanı altındayız. İhtiyacımız olandan çok daha fazlasını hemen tüketmeye çalışan bireyler haline dönüştük. Geçmişte konvansiyonel medyanın etkisine maruz kalan insan, bugün her saniye ekranında dijital iletilere maruz kalıyor. Hep daha fazlasını tüketmeliyiz! Sebep? İnsanların mutluluk arayışı… Anlık alışverişler haz eşiğini artırıyor ve kişi mutlu olduğunu zannediyor. 

Oysa tüketerek mutlu olamayız. Aksine, bu tüketim bizi maddi erozyona ve yıkıma sürüklüyor. Mutluluk, daha fazla üreterek ve paylaşarak oluşur. İnsanoğlu, içindeki derin boşluğu doldurma telaşıyla tüketim çılgınlığının esiri haline geliyor. Bu bağımlılıktan nasıl kurtulabiliriz, emin değilim. Ancak önümüzdeki günlerin yeni bombardımanları beraberinde getireceği kesin. Daha fazla tüketen, tükettikçe mutlu olduğunu sanan bireyler olarak çağdaş dünyanın esirleri haline geldik. 

Elimizdeki bütçeyi doğru kontrol edemeyen, kanaatkârlıktan uzak ve maddeye bağımlı bireylerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu kapitalist yıkımı her saniye gözlemliyoruz. Oto-kontrolü çok daha sıkı ele almalıyız. Önümüze düşen her görüntü bizi bu denli etkilememeli. Belki de biraz kendimize, özümüze dönüş bu anlamda kıymetli ve değerlidir. Ne dersiniz, siz de bir tüketim çılgınlığının esiri misiniz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...