
8 Mart
İslam dışındaki birçok dine göre yasak meyvenin yenmesine ve insanın cennetten çıkarılmasına sebep olduğu için Havva validemiz ve dolayısıyla kadınlar bütün kötülüklerin kaynağıdır. Bir çok Hristiyan din adamları kadınların doğuştan kusurlu ve suçlu olduklarını ve çocuk doğurmaktan başka bir işe yaramadıklarını belirtmişlerdir.
Hatta Ortaçağ'da kadınların insan olup olmadığı hususunda tartışmalar yapıldığı, yakılarak cezalandırıldıkları ve pazarlarda eşleri tarafından satıldıkları nakledilir. Tertemiz İslam dini ise bütün bu batıl anlayışları, fikirleri ve uygulamaları yıkmış, kadına hak ettiği değeri vererek onu lâyık olduğu mevkilere yüceltmiştir.
Cahiliye döneminde bir mendil kadar kıymet verilmeyen, hor görülen, dövülen öldürülen, doğduklarında toprağa diri diri gömülen kadınları kıymetli bir mücevher olarak gören İslam, onları ayaklar altında ezilmekten kurtarmış, Cenneti ayakları altına sermiş nice kadın şahsiyetler yetiştirerek kadına verdiği değeri göstermiştir. Benzer bir şekilde hatta daha da fazlası bu zamanda kadınların yaşadıkları bütün sıkıntılar İslamı doğru yaşayamamaktan kaynaklanıyor. Kadınlar, bir fitne unsuru haline gelmiş ve bir çok insanın da yoldan çıkmasına, ahiretlerinin de mahvolmasına sebep olmuşlardır.
Dünya genelinde empoze edilen İslam karşıtı yanlış eğitimler ve uygulamalar sebebiyle İslam'dan nefret eder hale gelmişler ve kurtuluşun çaresini farklı kültürlerde arayarak fıtratlarından tamamen uzaklaşmışlardır. Bilerek veya bilmeyerek bir takım teşkilatlar tarafından kullanılarak kıymetsiz birer meta haline gelmişler ve mutluluğu hiçbir şekilde yakalayamamışlardır. Her bilgiye kolayca ulaşılabilen bu çağda hanımlar, doğru kaynaklardan biraz araştırsalar Asr-ı Saadet ve sonrasında ilimde, takvada sabır ve azimde mükemmel şekilde yetiştirilmiş yüzlerce hanım şahsiyet bulabilecekler, bu hanımların medeniyetimize yön veren nice büyük kahramanların anneleri olduklarını göreceklerdir ve bilgisizliklerini İslam'a yüklemekten vazgeçeceklerdir.
Batının hayran olunabilecek bir medeniyet olmadığını anlayacaklardır. Doğru olanı, mazisi karanlık, vahşet ve zulümlerle dolu Avrupa'da aramak Müslüman kadının başta kendisine, ailesine ve yaşadığı topluma yaptığı en büyük yanlıştır. Durum böyleyken batının kendi zulümlerini örterken İslam'ı karalamak ve başka başka menfaatler için uydurduğu zahiri mutantan, içi kof tertib ettiği 8 Mart gibi günler İslam'ın ayaklarının altına Cenneti sererek kadına verdiği yüksek makamın yanından bile geçemez.