İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Topukları hazır bekleyen insanlar!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bazen günlük, bazen haftalık tepinme periyodumuz var.
Bu topuklar, ya bir insanın üzerine, ya da bir konunun üzerinde tepinme için hazır oluyor.
Ne olursa olsun.
Yeter ki tepinelim.
Herkesin topukları başkaları için hazır bekliyor.
Kaynana damat sapıklığı üzerinden, televizyon programları üzerinde tepinip, amaç yeter ki o programları kaldıralım.
İnanın bana, bu konuda ki tepinme, insanların, ailenin korunması ve iyilikleri ile ilgili değil.
Hiç kimse, o engelli güzelim kızın evine gidip elini tutamaz, maruz kaldığı dayakların acısını hissedip sarılmaz, hatta evinin önünden geçmez.
Fakirin ruhunun kırılmasını anlamanız çok zor değil mi?
Sizin umurunuzda da değildir aslında.
Onun derdi bu programlar kalksın.
Bilinç altında ne var, bu ülkenin sosyologları var, psikolog ve psikiyatrları var, onlara sorsunlar.
Bu insanlar neden, hemen toplanıyorlar, ağzına geleni söyleyen, lince ortak olan insanların arasında, siz neden yerinizi almak için yarışıyorsunuz desinler.
Televizyon programlarında olanlara bakarken, insanlar kendi sayfalarından, youtube’da neler paylaşıyorlar ve neler anlatıyorlar bakan var mı?
Eh bir de sosyal medya var.
Sosyal medya faydası yanında, hepimizi bir tarafından adeta paçamızdan çekti.
Bu sene çıplaklık senesi mi, röntgen senesi mi tam olarak bilmiyorum.
Çıplaklık insanın kendisi ile ilgili, ama ya röntgen tamamen başkaları ile ilgili.
Herkes herkesi röntgenliyor.
Ne yaptığını, oradan paylaşımlarından hikayelerinden yakalamaya çakışıyor.
Twitter’a giriyor orada bakıyor, kim kimlerle kavga ediyor, kimlerle çirkefçe kavga ediyor o da bu konuya hemen dahil oluyor.
En yakın arkadaşın, hiç alakasız sayfalarda dolaşıyor ve yorumlar yapıyor.
Ben.
Sosyal medyayı, televizyonu ve youtube’a şöyle anlayan birisiyim.
Instagram’da beni sevenler takip etsin, beni iyi güzel ve doğru anlasınlar.
Televizyonda, beni umarım iyi insanlar temiz kalbi ile seviyor ve anlıyordur diye düşünürüm.
Öyle isterim.
Şimdiler de; youtube, bitube’da fundaile+hayat programıma abone olanlar ve yorum yazanlar, beni seven, iyi insanlar olsun isterim.
İnsan neden sevmediği, ya da hiç tanımadığı ama sebepsiz gizli düşmanı olduğu birini takip eder ve altına kötücül yorumlar yazar.
Hiç anlayamam.
Hayatımda hiç kimsenin sayfasına ya da programına kötü ve olumsuz tek satır yazmadım.
İyi ise yazmak, kötü ise tek satır yazmamak ve oradan gitmek gerekir değil mi?
İnsanın akrabalarından, yakın ya da uzak tanıdıklarından ya da mahalleden düşmanı olabilir değil mi?
Ama sosyal medyadan düşmanı nasıl olunur anlamak imkansız.
Hal böyle olunca, dünya, hayat, insanlar kim ne derse desin anlayışında olan insanlar dikkat çekmek için, elinden ne gelirse yapıyor.
Doğru yolda mısınız yani.
Ve bütün bu olan biten ne varsa, kötücül insanlar, sapıklar her şeyi televizyondan mı öğrendi öyle mi?

Kötü yazan, kötü kalpleri anaları doğurmadı mı?
Kirli tencerenin kapağı olmak için yarışan insanlar var.
Ben şunu bilirim.
Herkes, hayata kendi kalbi ve ruhunun imzasını atar.
Anladım ki.
İnsanların sadece dışını değil, içini de yıkaması gerekiyor.
Hadi yıkama zamanı.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...