İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Enformasyon tufanı

YAYINLAMA:

Öncelikle, geçtiğimiz günlerde İstanbul başta olmak üzere depremi hisseden tüm dostlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. 

Yüce Allah, her türlü felaketten ülkemizi ve insanlarımızı korusun. Bu süreçte bir kez daha gördük ki, dijital dünyanın etkisiyle bilgiye kolay ulaşabiliyoruz; ancak ulaşılan bilginin doğruluğu çoğu zaman tartışma konusu oluyor. Bu yoğun enformasyon tufanı altında neye güveneceğimizi, neye inanacağımızı, neyin doğru olduğunu hepimiz şaşırmış durumdayız. 

Çok fazla bilgi var ama anlamı çok az; içeriği boş ve eksik bilgilerle karşı karşıyayız. Kolay ulaştığımızı sandığımız bilgilerin kıymetini de tüketir olduk. Ayrıca, kriz dönemlerinin ne kadar önemli olduğunu ve bu dönemlerde ulaşılan bilgilerin hayati bir önem taşıdığını bir kez daha gözlemledik. Afet ve kriz sonrasında da insanların üzerinde kirli bilgilerin bıraktığı derin izleri göz ardı etmemek gerekiyor. 

Duygusal olarak sarsılan bireylerin, gelen her yanlış bilgiyle daha da yıkıldığını gözlemliyoruz. Başlıkta da ifade ettiğim gibi, enformasyon tufanı altındayız. Bu tufan içinde farklı yönlere savrulup duruyoruz. Günümüzde, dijital çağda bu durumun önemi daha da artmış durumda. Konu sadece bilgi değil; doğru bilgi. Ve o bilginin hangi kaynaktan geldiği. Kolayı değil, doğruyu yakalamalıyız. Bunun için daha fazla araştırmalı, daha fazla sorgulamalıyız. 

Dijital evrenin önümüzdeki günlerde ve yıllarda çok daha gelişeceğini düşünerek, bu konuda daha da kaygılandığımı ifade etmem gerekiyor. Bakalım, bu tufanda daha ne kadar savrulacağız… Ancak şuna da dikkat etmeliyiz: Bizim için hangi konular, hangi bilgiler hayati önem taşıyor ve biz bu bilgileri nereden alıyoruz? 

Merkezimizden uzaklaşmamak adına, ekranımıza düşen her bilgiye teslim olmamalıyız. Afetler, depremler, felaketler dünyanın bir gerçeği. Bize düşen, bu afetlere hazırlıklı olmak ve her zaman duanın gücüne inanmak. Dijital dünyada da aynı şekilde, bu enformasyon tufanı içinde savrulmamak için dikkatli olmalı, sağlam durmalıyız.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...