Güzellik merkezlerinin yaşadığı telif polemiğinde kim haklı?
Türkiye’de dört yaygın müzik meslek birliği var. Birincisi müzik yapımcılarını yani patronları temsil eden MÜYAP, ikincisi şarkı söyleyenleri yani solist, şarkıcıların haklarını koruyan MÜYORBİR ve müzisyenlerin şarkı sözü yazarları ve bestecilerin haklarını MESAM ve MSG.
Bu dört meslek birliği müzik eserlerinin üreticilerine bu müzik eserlerinin ya da bir başka deyişle şarkılarının kullanımından ortaya çıkan hakları korumak için büyük bir mücadele veriyor. MESAM ile MSG cidden müzisyenlerin daha fazla para kazanması için uğraşıyor. Son başarıları kuaförler, kafeler ve marketler gibi müzik yayını yapan işletmeleri arka planda çaldıkları müzikler için telif ödemeye zorlanması oldu.

Kuaför ve güzellik salonları: Haydi eller cebe
Yani bir başka deyişle mesela bir kuaföre gittiniz orada müzik çalıyor. O kuaför size dinlettiği müzik için artık telif ödeyecek.
Bu ödenen telifler de müzisyene gidecek. Böylece müzisyenler daha fazla telif ücreti kazanabilecek. Bu tür işletmeler metrekare başına yıllık 6 bin TL telif ücreti ödemek zorunda kalacak. Ödemeyenlere lisans bedelinin 3 katı tazminat ve 1 ila 5 yıl hapis cezası riski ile karşı karşıya kalacak. Bu yeni uygulama ile ilgili MESAM yetkilileri, “Umuma açık alanlarda müzik yayını yapılıyorsa, eser sahiplerinin haklarının korunması için bu ücret alınmalıdır. Bu ülkenin sanatçıları taş mı yesinler? Telifinizi ödeyecekseniz, hiç kusura bakmayın” açıklamasını yapıyor.

Bu konuda hiçbir şeyi alttan almıyorlar ve bu telifin toplanmasında kararlı olduklarının altını çiziyorlar. Bu yeni uygulamayı anlatmak için MESAM başkanı Recep Ergül bir iki haftadır medyada haber bültenlerine konuk oluyor ve uygulamanın haklılığını anlatıyor. Son iki hafta nerdeyse tüm medyada karşıma çıktı. Bu çok ciddi bir başarı, bende MESAM ve MSG’nin bu uygulamasını destekliyorum. Müzik bireysel ve amatör amaçlarla yapılan bir dinletidir. Sen eğer bir işletmende, bir dükkanında sana gelen müşterilerine müzik dinletiyorsan o zaman olay farklı bir yere gider. Müşterine dinlettiğin müzik verdiğin hizmetin bir parçası olur.
Bu hizmetin de bir maliyeti vardır. Bu nedenle meslek birliklerine bu telif ödemesini yapman gerekir. Ödenmesi gereken rakam metre kare başına 6 bin TL. Mesela atıyorum 10 metrekarelik bir işletme için 60 bin lira, 100 metrekarelik bir işletme için 600 bin lira yıllık telif ödeyecekler. Ortalama bir kuaför veya güzellik merkezinin elli ile yüz metre kare arasında olduğunu varsaysak yıllık 300 ila 600 bin liralık bir telif ödemesi gerekecek.

Bu öyle abartılı yüksek bir rakam değil çünkü kuaförler ve güzellik merkezleri çok ciddi paralar kazanıyor, bu para onlara koymaz ancak kuaför ve güzellik salonları bu ödemeyi yapmaya yanaşmıyorlar. Burada kimse kusura bakmasın ama köy kurnazlığı yapıp değişik bahaneler üreterek kaçmak istiyorlar. Ben onlar gibi düşünmüyorum. Eğer telif ödemek istemiyorlarsa dükkanlarında müzik çalmasınlar. Bakalım müşterinin reaksiyonu ne olur? Müzik çalacaksanız bu telif ödemesini yapacaksınız.
Karar güzel ama eksik
Şimdi gelelim işin eleştiri boyutuna. Burada benim anlamadığım bir şey var. Kuaför ve güzellik merkezlerinin telif ödemesi yüzde yüz doğru kuzu kuzu ödeyecekler bu parayı ama burada bir faktör es geçilmiş o da coğrafi konum faktörü. Burada tarifeyi belirlerken bu işletmelere coğrafi bölgelere göre bir tarife belirlense daha iyi olmaz mıydı? Mesela büyük şehirlerde bulunan kuaför ve güzellik merkezlerinin hizmet bedelleri ve ciroları küçük şehirlerde olanlarla aynı değil.
İstanbul’da Bağdat caddesindeki bir işletmeden metrekare başına 6 bin lira almak mantıklı olabilir ama Tekirdağ’da, Trabzon’da veya Sivas’ta hatta biraz daha da ileriye gidelim Malatya’daki bir kuaför, berber veya güzellik merkezinden aynı metre kare fiyatını istemek adil mi?
Tarifeler coğrafi bölgelere göre ve hatta illerin gayri milli hasılata olan katkı katsayısına göre belirlense daha iyi olmaz mı? Ayrıca mesela deprem bölgesinde olan ve 2023 Kahramanmaraş depreminde olan illerde faaliyet gösteren işletmeler hem yardım hem de motivasyon için 2025 yılı sonuna kadar bu teliften muaf tutulsa güzel olmaz mıydı?

Tarife sorunu radyolarda da var
Telif tarifelerinde bu tür çok soru işareti içeren uygulama var. Mesela radyolar. Benim müzik meslek birlikleri adına en çok üzüldüğüm konu radyolardan aldıkları telif miktarları. Türkiye’de reklam pastasının yaklaşık yüzde 90 ila yüzde 95’ini İstanbul merkezli ulusal radyolar alıyor. Peki bu ulusal radyolardan toplanan telif miktarı radyo mecrasından toplanan telif miktarının yüzde 95’i kadar var mı? Müzik meslek birliklerinin yerel radyolara kolaylıklar sağladığını çok iyi biliyorum ama bu maalesef yetmiyor.
Çünkü yerel radyolar çok ciddi bir ekonomik darboğaz içinde ama ulusal radyolar çok ciddi cirolar yapıyor. Mesela İstanbul merkezli yayın yapan bir ulusal radyonun aylık ortalama cirosu en az 8 ila 10 milyon lira. Bu yıllık ortalama 96 ila 120 milyon lira ediyor ama bu radyonun ödediği telif miktarı taş çatlasa bir, bir buçuk milyon lira (bazılarının o kadar da değil ya neyse). Bu yıllık cironun yaklaşık yüzde birine denk geliyor. Bu çok az para!
Eğer meslek birliği olarak telif cironu arttırmak istiyorsan ulusal radyolardan cirosuna göre en az yıllık 10 milyon lira alacaksın. Tüm ulusal radyoların en temel elementi müzik - müzik çalmadan yaşayamazlar. Ulusal radyolar bir radyo DJ’ine asgari ücret ödememek için müzik yayını yapıp o asgari ücreti cebine koyuyor. Bunu müzik sayesinde yapıyorlar. Müzik ulusal radyolar için hem temel bir içerik hem de personel çıktısını yok eden faktör.
Benzer şeyler pek çok alanda var. Telif tarifelerinin belirlenmesi çok ciddi bir iş. Ekonomistlerin, işletmecilerin, akademisyenlerin kafa kafaya verip onlarca faktörü dikkate alıp hem adil olmak hem de meslek birliğinin cirosunu arttırmak adına yapacağı bir işlem ama maalesef Türkiye’deki meslek birliklerinde bu profesyonellik yok.
Siz hiç dünyada Taylor Swift’in bir müzik meslek birliğinin yönetiminde olduğunu duydunuz mu? Olmaz, olamaz çünkü onun meslek birliklerinde profesyonel CEO’lar ve profesyonel yöneticiler var. Bizde ise olay farklı. Bence daha da verimli sonuçlar elde etmek için meslek birliklerinin profesyonellerle çalışması şart.