Rahmet, şefkat ve anne
O'nun rahmeti her şeyi kaplamıştır. Allah, rahmetinden yalnızca bir parçasını dünyaya göndermiş ve o rahmet bir güneş gibi bütün zîhayatı nurlandırmıştır. En zayıf,en aciz canlıya, en kolay ve en iyi rızkı göndermesi; bahar mevsiminde ağaçları süslendirip çiçek ve meyvelerle donatıp dallarıyla bize ikram etmesi; zehirli iğnesi olan arıların eliyle tatlı balı yedirmesi; elsiz ipek böceğinin vesilesiyle ipekleri giydirmesi; umulmadık yerlerden rızıklandırması ve en muhtaç zamanlarda rahmet yağmurlarını göndermesi O'nun rahmet eserlerinden bazılarıdır. O öyle bir rahmet ki, hiçbir ihtiyaç sahibinin rızkını fark gözetmeksizin, her birinin ihtiyacına uygun şekilde, uygun zamanda gönderir. Herkesin imdadına yetişir. Rahim olan Allah bitki olsun, hayvan olsun veya insan olsun bütün valideleri rahmetinin tecellisi olan şefkatle donatmıştır.
İncir ağacının çamurlu suyu içerek yavrularına temiz bir şekilde süt göndermesi, tavuğun yavrularını kurtarmak için aslana saldırıp kendi ruhunu feda etmesi o şefkatin tecellileridir. Rabb'imiz, evladını besleyip bakıp büyütmesi ve yetiştirmesi için insana, bilhassa annelere o şefkati ziyadesiyle vermiştir. Bu halleriyle anneler yavruları için tüm fedakarlıkları karşılık beklemeden,gecelerini gündüzlerine katarak sevgi ile yaparlar.
Şefkat, çocuğun dünya ve ahiretini kurtarmak için anneye verilirken anne bunu yanlış şekilde yalnızca dünya için kullanıp su-i istimal ettiği takdirde kötü sonuçlara sebep olabiliyor. Sabah namazı için kaldırılmaya kıyılamayan çocuklar sınavdan sınava koşturulup yalnız dünyalık için çalıştırılıp manevi terbiyeden yoksun yetiştiğinde, o çocuk âhirette annesinden davacı olacak, dünyada da İslami terbiyeyi almadığı için annesine karşı kötü davranacak, belki huzurevine gönderecek veyahut son zamanlarda yaşanan cinayet vakaları ile karşılaşılacaktır.
Doğru kullanılan bir şefkat çocuğun ve annenin dünya va ahiret saadetine vesile olacaktır. Bir anne için arkasından dua edecek, İslâm'a,vatanına,milletine hizmet edecek,maddi ve manevi ilimlerle donatılmış hayırlı bir evlât bırakmak en güzel sadaka-i câriyedir. Onlar karşılık beklemese de insaniyeti bozulmamış her evlat annesine hürmet etmeli ve onun rızasını kazanmaya çalışmalıdır.
Cenab-ı Hakkın rızası da anne babayı razı etmekten, bilhassa anneyi razı etmekten geçer. "Kendisine en iyi davranılması gereken kimdir?" sorusuna Rasulullah (sav): Annen, annen, annen. Sonra baban. Sonra da yakın akrabalarındır" buyurdu. (Müslim, Birr 2) Dünyasının ve âhiretinin güzel olmasını, rızkının artmasını isteyen annesine iyilik yapmalı.
Bakıma muhtaç annesi için Peygamber Efendimiz'i (sav) göremeden geri dönen Üveys El Karani'nin, annesine hürmeti sayesinde Peygamber hırkasını giymesi İslam'ın bir evlâda nasib ettiği ne büyük bir şereftir. Anneye hürmeti annelerin başlarına bombalar atan,onları evlâdından koparan, dünyayı onlara zindan eden zalimleri destekleyen Batı’dan öğrenecek değiliz.
Anneye hürmeti ikiyüzlü Batı’nın teşvik ettiği Anneler Günü’nden ibaret saymak cenneti annelerin ayaklarının altına seren rahmet ve şefkat dini olan İslam’dan bîhaber olunduğunun ve cehaletin tezahürüdür. Allahım! “Cennet annelerin ayakları altındadır” buyuran Zâta ve bütün âl ve ashabına salât ve Selâm et.(RNK)