
Kasiyat, Ariyat
Güneş iyiden iyiye güleç yüzünü göstermeye başladı. Kış mevsiminin soğuk ve abûs çehresi, yerini baharın o mütebessim ve sürurlu yüzüne bıraktı. Ölümünün ardından yeryüzünü nevbaharla dirilten Allah, ölüleri de diriltecek kudrete sahiptir. Baharda diriltilen kudret mektupları olan çiçekler çeşit çeşit renkleri ve lâtif kokularıyla Kur'an'ın ilk emri olan "Yaradan Rabb'inin ismi ile oku" âyetini şuur sahiplerine ihtar edip onları okumaya davet ediyorlar.
Yeryüzünü her mevsim, kışı ayrı, baharı ayrı, her birini uygun örtülerle bezeyip muhafaza eden Allah,insan fıtratına da örtünme ihtiyacını yerleştirmiş, mü'min ve mü'minelere yine kendi menfaatleri için tesettür emrini vermiştir. Allah'ın rahmeti olan örtünme öyle itibarsızlaştırıldı ki, şu an tesettür şöyle dursun çıplaklık, dünyayı değil, müslüman ülkelerini de sarmış durumda.
Yüz yıl öncesinin Avrupa'sına bakıldığında pürtesettür giyinen kadınlar yerini yarı çıplak şekilde dolaşanlara bıraktı. Bu hâl müslüman ülkelerde de artarak devam ediyor ve bu şekilde gezenler cesur olarak nitelendiriliyor. Ailenin ve toplumun temelinin kadınlar olduğunu bilen bir takım kuruluşlar" Kadına özgürlük" sloganları altında ifsâdata devam ediyorlar.
Reklâmlar, sinema, diziler, kozmetik, sağlık vs hemen hemen tüm sektörlerde kadınlar değersizleştirilerek âdeta köle gibi kullanılıyorlar. Ne olursa olsun kadınların bunu fark edip kendilerini kıymetten düşürecek hallere girmemeleri gerekiyor. Havaların ısınmasıyla örtülerinden kurtulan bir takım kadınlar sokaklarda yarı çıplak şekilde arz-ı endam etmeye başladılar ve bunu özgürlük olarak telâkki ediyorlar. Halbuki, Allah'tan başkalarına kulluk etmek hürriyet değil tam bir köleliktir.
Çıplaklık eşref -i mahlukat olan insanın onuruna yakışmayacak bir vaziyettir. Allah'ın mülkünde O'na kafa tutup O'nunla pençeleşmektir. Uzun zamandır Peygamber Efendimiz'in (sav) "Kâsiyat, âriyat" yani "Giyinmiş çıplaklar" olarak vasıflandırdığı ve ateş ehlinden saydığı bir takım kadınlar türedi.Efendimiz(sav) şöyle buyurdu: "Giyinmiş çıplak kadınlar ki, bunlar Allah'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar mesafeden duyulur (Müslim) Bu hadis için âlimler birçok yorum getirmişler ve Rasulullah'ın(sav) ihbar-ı gaybi olan bir hadisi olarak nitelendirmişler. Zaman en iyi müfessirdir ki, sokağa çıktığımızda hadisin birebir gerçekleştiğini görüyoruz.
Hadisten anlaşılacağı üzere işlenen yanlış şahsilikten çıkıp başkalarının da yoldan çıkmasına sebebiyet veriyor. Bu sebeple muhatablarını korkutması gerekiyor. Tesettür elbette ki yalnız bir dış örtüden ibaret değil. O örtüyle beraber edep, ahlâk, terbiye örtüsüne de bürünmek demektir. Bunu içselleştirememiş, dışında örtü olup manevi örtüden yoksun olanlar yaptıklarıyla İslam'a zarar veriyorlar.
Fertlerin yaptıkları yanlışları İslam'a teşmil etmek doğru değildir Müslüman hata yapabilir fakat İslam kusursuzdur. Tesettürsüzlük, açık saçıklık ve çıplaklık aile ve toplumların bozulmalarındaki en büyük sebeplerden biridir. Bazı ağaçlarda "Taç utangaçlığı" denen bir hâl söz konusudur.
Allah tüm insanlara en az onlar kadar utanmayı ve tüm mü'min ve mü'minelere tesettürü hakiki mânâda yaşamayı nasib eylesin.