
Vehn
Zilleti gösteren en iyi fotoğraf seçilseydi şüphesiz, çağdaş Firavun karşısında saçlarını savurarak dans ettirilen kadınlar ve neredeyse secde edecek kadar eğilen müslümanımsı liderlerin görüntüleri seçilirdi.
Halbuki, izzet Allah'a ,Peygamber'ine ve müminlere ait bir vasıftı. İzzetin de fotoğrafı olsaydı bütünüyle Gazze olurdu. Resulullah(sav) bu günleri anlatmış: "Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi birbirlerini çağıracakları zaman yakındır. "Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı?” diye sordu. "Hayır bilâkis o gün siz çoksunuz, lâkin sizler bir selin getirip yığdığı hiçbir ağırlığı olmayan çer çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize vehn atacak."
"Vehn nedir ey Allah'ın Resulü?"denildi "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu", buyurdular. (Ebu Davud) Asli vazifesi İslam'ı hâkim kılmak, ila-yı kelimetullah olan ümmet ne zaman ki bu vazifeyi terk edip hayata tapar duruma geldi, işte o zaman Allah izzeti onlardan aldı ve zillete düşürdü.
Bu asrın en mühim özelliği müminlerin âhireti bildikleri halde dünyayı âhirete tercih etmeleridir.Birkaç sene daha fazla yaşamak ve Rab edindikleri nefislerinin her isteğini yaparak şımartıp ve bu uğurda her zillete katlanıp izzetini dahi feda etmek normalleşti. Dinsiz felsefeyi din edinmiş medya, TV, radyo vs aracılığıyla nefislerin istekleri tahrik edilerek müminler âdeta uyuşturuldu. Bu zaafları kullanan zalimler yüzünden dünyanın neresinde bir mazlum varsa onların maalesef müslüman olduklarını görüyoruz.
Kur'an-ı Kerim'de hayata karşı hırs gösteren, ölümü istemeyen, bin yıl yaşamayı arzu eden Yahudi milletinin üzerine yoksulluk ve meskenet damgası vurulduğundan söz edilir. Müslümanlar bu âyetleri üzerlerine almadıkları için onların vasıfları ile vasıflandıklarının farkında değiller. Herkes Musa(as)... Kimse firavunluğu kabul etmiyor, hiç bir müslüman onu sevmiyor fakat firavun gibi davranmaktan da geri kalmıyor.
Ölüm korkusu hayat ve mal hırsı, konforumuzun bozulmasından duyduğumuz korku, küçücük İsrail'in, sayıca çok fakat kalitesiz İslam âlemini dize getirmesine sebep olmuş. Gazze'de ise hakiki müminler zalime karşı direniyorlar. İzzetle ölümü zilletle yaşamaya tercih etmişler.
Şâirin dediği gibi: "Zilletle ele geçen âb-ı hayat tıpkı cehennem gibidir İzzet ile cehennem ise medar-ı iftihar bir menzilim olur", demişler. Ruhlarını kurtarmak için cesetlerini feda etmişler ve ediyorlar. Bizim yaptığımız şey ise hâl diliyle kavminin Musa peygamber'e dediği gibi "Siz Rabb'inizle beraber gidin savaşın, biz sonra size katılırız" demekten başka bir şey değil. Belki onu bile söyleyemiyoruz. Bir boykotu dahi tam anlamıyla yapamıyoruz Herkes iman ettiğini söylüyor fakat kimse mümin gibi davranmıyor. Allah'a ve âhiret gününe hakiki mânâda iman edebilseydik bu hale düşmeyecektik.
Kendimizi düzelttiğimizde, Kur'an'ı yücelttiğimizde tekrar eski izzetimize kavuşacağımızı ümid ediyoruz. Kıştan sonra baharı halk eden Allah, İslam'ı yeryüzüne hâkim kılacaktır. Cenab-ı Hak, kalplerimizdeki korkuyu, zaafları kaldırsın. Müminleri bu zilletten kurtarsın. İttihad-ı İslam ile âlem-i İslam'ın yüzünü güldürsün. Âmin!