Kurban Bayramı Ve Kurbiyet
Allah bize her şeyden daha yakındır. İnsan nerede olursa olsun O'nunla beraberdir. O kullarının her şeyinden haberdardır. Kulun bu yakınlığı hissedememesinin sebebi ise Rabb'i ile arasına örttüğü kalın perdelerdir. Bütün ibadetler kulu Allah'a yaklaştırır.
Huzura kabul edildiğinin farkındalığıyla ikâme edilen bir namazda miracı yaşarsın.Kur'an'a muhatab olabilmek için nefsin yeme, içme gibi ihtiyaçlarından rızasını düşünerek oruç tuttuğunda Rabbi'ne yaklaşırsın. Diğer ibadetler için de aynı şey geçerlidir.
Kurban, kulun kendisine, en büyük en yüksek, en üstün, en kıymetli görünen Allah ile arasına giren tüm perdeleri O'nun rızası için kaldırmak, yolunda feda etmektir. Kurban,günahları, su-i ahlâkını Allah için terk etmektir. Kurban, anadan, babadan, yardan, evlâttan, serden Allah için vazgeçebilmek, İbrahimvâri (as) ve İsmailvâri (as) bir duruş sergilemektir.
Kurban, Allah'a yaklaşmak için bir vazgeçiş eylemi olduğuna göre bizim hâl-i hazırda kafamızdaki kurban anlayışını da Hak yolunda kurban etmemiz gerekir ki, Kur'an-ı Kerim'de: "Onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları o şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. “(Ey Muhammed!)İhsan edenleri müjdele.” buyurarak kurbanın etinin ve akıtılan kanın miktarının önemli olmadığını ve Allah'a ulaşmayacağını ancak takvanın O'na ulaşacağını bildirerek bu konuda Müslümanları ikaz ediyor.
Bu minvalde özünden koparılıp yalnızca şekillerini yerine getirdiğimiz tüm ibadetler gibi kurban ibadetinin de, bayramının da ruhundan ne kadar uzak kaldığımız aşikârdır. Tüm kavramların içini boşalttığınız gibi Kurban Bayramı'nın da içini boşaltıp kavurma ve et günlerine dönüştürdüğümüz bu yanlış anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor.
Bu mânâyı Fâriğ şu şekilde ifade ediyor: “Kurban ne sâdec' kat'ı kelle-i bakardır erkân-ı İslâm'dır, “Tâlib-i nişane-i hâlet-i rû-be-Hakk u Fâriğ olmakdır, Len yenâlallâhu luhûmuhâ ve lâ dimâühâ, Anunçün ol fâriğ bi't-tevhîd ü zerrâtı tathîr.”
Anlaşılacağı üzere kurbanın amacı Allah'a yaklaşmak için temizlenmektir, takva üzere olmaktır. İhlas olmadan bunu yapmak mümkün değildir. Çünkü ibadetin ruhu ihlâstır. Allah'ın rızasının dışında her ne sebeple olursa olsun kesilen hayvanlar bizi Rabb'imize yakınlaştırmak yerine aramıza daha da kalın perdeler çekerek O'ndan uzaklaştırıyor.
O'nun rızasını gözeterek yaptığımız vazgeçişlerin bizi kendisine yaklaştırdığının farkında olduğumuzda aradan kaldırılan her bir perdede O'nu daha da yakından tanımanın, kalbimizdeki tüm büyüklerden daha büyük olduğunu anladığımızda yaşadığımız o hayret ve coşkunlukla "Allah ü Ekber"deyip tekbir getirelim.
Söylediğimiz her bir tekbir tüm müslümanların, hacıların tekbirleri ile birleşsin, kâinatta Allah'ın zikri yankılansın. Küre-i Arz bir mescide dönüşsün. "Emret Allah'ım emret. Emrini yerine getirmeye hazırız. Senin ortağın yoktur.
Sana yöneldim, hamd Senin, nimet Senin, mülk de Senindir" diyelim ve Rabb'imize Kurbiyet kesbedelim… Dünyanın her köşesinde acı çeken mazlum kardeşlerimizin kurtuluşu için yalvaralım ve bundan sonra hakiki bayramları yaşayalım. Allah kurbanımızı kurbiyetine vesile kılsın, bayramımız mübarek olsun.