Gazze
Dünya cennet ve cehennemin bir arada yaşandığı bir yer. Muvakkat mutluluklar, henüz yaşarken elden kaçıp giden elem verici sevinçler, güzellikler, çirkinlikler, iyilikler ve kötülükler insana bu dünyada misafir olduğunu, asıl mekânın âhiret yurdu olduğunu ihtar ediyorlar.
Bu hatırlatmalar bazen musibet, bazen hastalık olarak kendini gösteriyor, bazen arka arkaya gelip can yakıyorlar. Bazen tüm sebepler sukut ediyor. Dünya dört bir yanı kalın duvarlarla çevrili bir hapishane gibi üstüne üstüne geliyor. Filistin meselesi de müminler için içinden çıkılmaz bir hâl aldı gibi görünüyor.
Yaptıkları zulümlerle aldıkları âhlar arşa yükselmiş, esfel-i sâfiline tedenni etmiş olan zalimler tüm imkânlar ellerinde dünyada adeta cennet hayatı yaşıyorlar. İsteseler bu vahşeti durdurabilecek iki yüzlü sözüm ona dünya liderleri... Her gün farklı maske takarak dolaşan,siyonistlerin korkusuyla birkaç sene daha fazla yaşamak ve makam için zulme destek olup mazlumlara kapılarını kapatan zavallılar zalimlerle alçaklıkta yarış halindeler. Azaplarının şiddetlenmesi için Allah'ın onlara mühlet verdiğini, O'nun azabının çetin olduğunu unutuyorlar.
Kahhar-ı Zülcelâl zulmeden eski kavimleri bir anda nasıl helâk ettiyse siyonistleri ve destekçilerini de öyle yerle bir edebilir. Bir sinekle Nemrud'u geberttiği gibi bir mikropla da onları helâk edebilir. Ebrehe'nin ordusunu ebabil kuşlarıyla târümâr ettiği gibi onların ordularını da bir anda dağıtabilir. Hz İbrâhim'in (as) ateşini gül bahçesine çevirdiği gibi Gazze'yi de bir anda selâmete çıkarabilir.
Bu kadar saldırmalarının sebebi de yaşadıkları ölüm korkusudur. Allah imhal eder, ihmal etmez. Yerin göğün, her şeyin yaratıcısı kendisine inanan kullarını zâyi etmez. Bir maden altın mı, bakır mı diye tesbit edilebilmesi için ateşe tutulduğu gibi mümin de dünyada imtihanlara tâbi tutuluyor. Zâhirde müslümanlara yapılan bu zulümler çok dehşetli gibi görünse de sonuç itibariyle güzel şeylere vesile olacaktır. Çünkü bir şey ya bizzat ya da neticeleri itibariyle güzeldir. Allah yarattığı her şeyi çok güzel yaratmıştır. Bu vahşetin arkasında da Rabb'imizin adaletini, rahmetini ve hikmetini görmeliyiz. Gazze kahramanlarının direnişi insanların fevc fevc İslam'a koşmalarına sebebiyet vermiş ve hakiki İseviler'in zuhur edip müslümanlarla birlik olmalarına vesile olmuş, bundan sonra da artarak devam edecektir.
Allah'ın izniyle dünyada çok şey değişecek ve Filistin özgürlüğüne kavuşacaktır. Rabb'imiz Kur'an'ı Kerim'de "Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için daha hayırlıdır. Ve olur ki sevdiğiniz bir şey sizin için şerlidir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." buyuruyor. Bu Gazze'deki şer gibi görünenler de inşaallah neticede çok hayırlı şeylere vesile olmuştur ve olacaktır.
Bütün bunlar yaşanırken bize düşen vazife başta yeise düşmemek, boykotu devam ettirmek, çoğu kez ihmal ettiğimiz duâları ziyadeleştirmek, bilhassa İslâm Birliği için samimiyetle duâ etmektir. Tevbe ve istiğfarla günahlarımızın sebep olduğu musibetleri kaldırması için Allah'ın dergâhında el açmaktır. Mazlumlar canları, mal ve evlâtlarıyla mücadele ederken hiç değilse onların dertleriyle dertlenmektir.
Onlar ağlarken bizim hiç bir şey olmamış gibi gülüp oynayıp eğlenmemiz yapılan zulme iştirak etmektir. Tarafımız belli olsun, zirâ Efendimiz(sav) "Kişi sevdiğiyle beraberdir" buyuruyor. Herkes kendi meşrebine göre hareket eder. Arı su içer bal akıtır, yılan su içer zehir döker. Beni İsrail de diğerleri de kendi meşrebine göre hareket edecekler. Onların kuvvetine ve çokluklarına bakıp ümitsizliğe düşmeye gerek yok. Hakikat sayıyla ölçülmez.