İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Anahtar Kelimeler (Çevre)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Çevre” kelimesi, bir anahtar kelime olmanın ötesinde, âdeta bir maymuncuk kelimedir, diyebiliriz. Bunun sebebi hem olumlu ve olumsuz anlamda kullanılabilmesi hem de başka şeyler için bir paravan işlevi görebilmesidir.

“Çevre sorunu”, “çevre duyarlılığı”, “çevreci eylem”, “çevre aktivisti”, “çevre zirvesi”, “çevre kurulu”, “çevre bilinci”, “çevre dostu”, “çevre mühendisi”, “çevre düzenleme”, “çevre katliamı”, “çevre sağlığı”, “çevre yolu” ve hatta “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” gibi birçok yerde “çevre” kelimesini kullanıyoruz.

Gezi Eylemleri

Mayıs 2013’te İstanbul Taksim Meydanı’ndaki parkın adıyla başlayan ve daha sonra ayaklanma ve kalkışmaya dönüşen Gezi Eylemleri de, başlangıçta bir “çevre eylemi” idi. Gezi Parkı’ndaki on- on beş ağacın başka bir yere nakledilmesini “çevre katliamı” olarak lanse edenler, kısa sürede tüm Türkiye’de ayaklanmalara sebep oldu. Ambulanslar, belediye otobüsleri, polis otoları, televizyon kanallarının canlı yayın araçları yakıldı. Binlerce iş yeri talan edildi. Tencere tava sesleri yaşlıları, hastaları, bebekleri gece gündüz demeden rahatsız etti. Elbette “mesele ağaç değil”di. Ama yapılan bunca vandallığın önünde “çevre” kelimesi olunca, bu vandallığı durdurmak için yapılan her iyi niyetli girişim linç ediliyordu. Eylemler başlamadan önce Türk ekonomisi son iki yüz yılın en iyi seviyesindeydi. Amerikan doları, fâiz ve enflasyon düşmüştü. Ama Gezi Eylemleri bitince bütün ekonomik dengeler altüst oldu. Bu çevreci(!) eylemciler, arkalarında dışkı ve idrar kokularından dolayı yaklaşılamayan bir Gezi Parkı bıraktılar. Ama asıl amaçları ekonominin içine etmekti ve kısmen “başarılı” oldu. İlerleyen günlerde de hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam ettiler. Gezi Parkı’nı buluşma yeri hâline getiren dizi oyuncuları, yeni dizilerde oynamaya devam ettiler.

Kaz Dağları

Kaz Dağları’nda yapılan çevreci eylemleri de hatırlamak gerekir. Birkaç günlük eylemden sonra tonlarca plastik ambalaj atığını arkalarında bırakanlar da “çevre” kelimesini maymuncuk olarak kullanmışlardı.

Termik Santral

Ancak “çevre” kelimesine neden bu kadar dikkat etmemiz gerektiğini asıl şu olay açıklamaktadır: Türkiye enerji konusundaki yatırımlarına güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve nükleer enerji gibi alternatiflerle hız verirken, bir taraftan da artan enerji ihtiyâcını termik (yâni kömür) santralleriyle karşılama karârı almıştı. Nasıl olsa kendi kömürümüzü kendimiz çıkarıyoruz ve bu konuda dışarıya bağımlı değiliz. Ama bu karârın ardından termik santral inşaatları başlayınca, medyada kömür tüketiminin çevreye verdiği zararlarla ilgili kampanya başladı. Yine düğmeye basılmıştı.

Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu konuda kamuoyunu bilgilendiren çalışmalar yapsa da “çevreci” medyanın sesi çok çıkıyordu. Ama arka plânda Avrupa’nın kömür üreticileri yerli kömür yerine ithâl kömür kullanılması konusunda bakanlıkla temâsa geçtiler. Yapılan görüşmeler sonucu Türkiye, yerli kömür yerine Avrupa’dan ithâl, “daha kalite ve kalorisi yüksek” kömür kullanarak termik santrallerde elektrik üretme karârı aldı. Ve tahmin edileceği gibi “Termik santral istemiyoruz” diyen çevrecilerin sesi bir anda kesildi.

Çevreci lobi

Anlaşılacağı üzere “çevre”, güçlülerin daha güçlü olması ve zayıfların ise güçlenmemesi ve bağımsız olmaması için kullanılan bir sopadır. Brezilya’daki yağmur ormanlarında her yıl İsviçre kadar bir alan tarım arazisi olarak kullanılmak üzere ağaçsızlandırılırken ve burada hayvanlar katledilip hatta soyları tüketilirken, “çevreci” lobi, gelişmekte olan ülkelerin sanayi yatırımlarını dolaylı olarak engellemek için “çevre bilinci” yaygaraları koparmakta ve bunu da bu ülkelerdeki bâzı medya kuruluşlarını kullanarak yapmaktadır.

Hiroşima’ya atom bombası atanlar, Pasifik Okyanusu’ndaki mercan adalarında nükleer denemeler yapanlar, Afrika’daki sanayi tesislerinde hiçbir arıtma tesis kurmayanlar, zevk için araba yarışı düzenleyenler, yüzyıllardır yüzbinlerce kara ve deniz canlısının soyunu tüketenler sıra başka ülkelerin sanayi yatırımlarına, altın, petrol, doğal gaz aramalarına, havaalanı ve liman inşaatına gelince birden “çevreci” kesiliyorlar.

Bunun en bâriz örneği, kendisinde varken başkasının nükleer silah sâhibi olmasını engelleyen Amerika Birleşik Devletleri’nin bu ülkelere önce ekonomik sonra da askerî saldırılar yapmasıdır.

Geri dönüşüm oyunu

Evet, geri dönüşüm konusu tam bir oyundur. Şu bir gerçek ki, ambalaj atıklarının geri dönüşüm oranı yüzde 5’ten fazla değildir. Doğada yok olamayan plastik atıklar, artık okyanuslardaki balinaların midelerinde bile birikiyor. Kâğıtlar bile en fazla beş defa geri dönüştürülebiliyor.

Ama bütün bu “çevre” sorunlarına rağmen, medyada plastik pet şişeden çocuk oyuncağı, oyun parkı, evsizlere barınak, sokak havyanlarına kulübe yapılan videolar paylaşılarak atıklar şirin hâle getiriliyor. Plastik ambalajlardan çağdaş heykeller yaparak çevre sorununa dikkat çektiğini iddia eden tatlı su çevrecisi sanatçılar bile var. Neredeyse “çevreyi kirletin ki bize plastik malzeme oluşsun” mesajı veriliyor.

Hayâtında bir fidan dikmemiş, dikilen bir fidanı sulamamış, elindeki sigara bitince izmariti yere atan, boş pet şişeyi sağa sola bırakan, ağaç diplerini çöp atma yeri zannedenler, sosyal medyada iki tâne çevreci mesaj beğenince “çevre savaşçısı” kesiliyor.

Belki iddialı bir ifâde olacak ama “çevre” kelimesi kadar suistimâl edilen ikinci bir kelime yoktur.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...