İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Canlarımız feda olsun Peygamberimize

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Köşemizde genellikle iletişim, ifadeler ve yorumlarımızla topluma sesleniyoruz. Ancak bazı konular vardır ki duyarsız kalmak, sessiz kalmak mümkün değildir. Özellikle geçtiğimiz günlerde gündeme gelen, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ile ilgili yayınlanan hadsiz karikatür, bu tarz saygısızlıklara karşı tavrımızı net bir şekilde ortaya koymamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Bu tür çirkinliklerin sıradanlaştırılmaya, olağanlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde; hem dünyada hem de Türkiye'de kutsallara yönelik yapılan hakaretlere asla sessiz kalmamalıyız. Çünkü bu, yalnızca dini bir mesele değil; aynı zamanda bir insanlık, bir iletişim, bir saygı meselesidir.

Hiçbir şekilde kabul edilemeyecek, en ufak bir izahı dahi yapılamayacak olan bu durum karşısında toplum olarak hepimiz, inançlara ve kutsallara saygıyı korumalıyız. Elbette farklı inançlara, inanmayan bireylere de saygı duyulmalıdır. Ancak bu, kutsallara hakaretin tolere edileceği anlamına asla gelmez.

Bir Müslüman için, İslam inancında Yüce Allah’tan sonra en büyük sevgi ve bağlılık Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) duyulur. Bu, imanımızın en üst çizgisidir. Toplumun büyük kesiminden gelen haklı tepkiler, devletin resmi kurumlarının ivedilikle aldığı yaptırımlar yerinde ve gereklidir. Fakat bunun ötesinde, toplumun tamamının aynı hassasiyet eşiğine yaklaşması gerekir.

Kutsallarımıza yapılan hakaretleri, saygısızlıkları ve hadsizlikleri olağan ve sıradan kabul edemeyiz. İfadelerimizde, yazılarımızda ve hayatın her alanında bir duruş sergilerken bu hassasiyeti mutlaka ortaya koymalıyız. Çünkü bu, iletişimin de bir parçasıdır. İnsanlar sizin nerede durduğunuzu, hangi değere nasıl yaklaştığınızı kelimelerinizden anlamalıdır. Bu duruş; sizin kişiliğinizi, bakışınızı ve hayatı algılama biçiminizi ortaya koyar.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) duyduğumuz sevgi, bir tartışmaya kapalıdır. "Anamız, babamız, canımız feda olsun" diyerek bağlılık gösterdiğimiz Efendimiz, bizim hayattaki adanmışlığımızın ve duruşumuzun sembolüdür. O, alemlere rahmet olarak gönderilmiş; insanlığa sevgiyi, merhameti, hoşgörüyü ve anlayışı örnek göstermiştir.

Bizler, nezaketin, anlayışın ve hoşgörünün öncüsü olmaya devam edeceğiz. Ancak Peygamber Efendimize ve kutsallarımıza karşı yapılan hiçbir saygısızlığa tek bir saniye bile tahammül etmeyeceğiz. Çünkü toplumları bir arada tutan, onları güçlü kılan; ortak değerlerine duydukları bağlılıktır.

Sorulması gereken soru şudur: Gerçekten değerlerimize sonuna kadar sahip çıkabiliyor muyuz?

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...