Anahtar Kelimeler (Siyonizm-1)
Siyonizm’i anlamak için her şeyden önce siyonizmin sâdece bir siyasî veya dinî ideoloji olmadığını anlamamız gerekmektedir. Siyonizm ne Yahudilere ne de Evangelist Hristiyanlara mahsus ve onlarla sınırlı dinî veya siyasî bir düşünce de değildir. Siyonizm, bir kişilik ve karakterdir. Daha doğrusu, siyonizm toplumsal bir kişilik bozukluğudur. Siyonistin kişilik bozukluğu toplumsal olarak tezâhür eder.
Her bireyin siyonist olma tehlikesi var. Evet siyonizm bir tehlikedir ve siyonist olmayanlar için tehditlerin en büyüğüdür. Çok uzaklara gitmeye gerek yok; bu tehdit, bir insana en yakınından bile gelebilir. Bir insanın âilesinden biri, akrabası, komşusu, sınıf ya da iş arkadaşı siyonist olabilir.
SİYONİST KİMDİR?
Siyonizm bir kişilik ve karakter özelliği olduğu için sosyo-psikolojik bir patolojidir. Görünen o ki çâresi ve tedâvisi de yoktur. Psikolojide buna “narsizm” ve benzeri teşhisler konulabilir.
Her şeyden önce bir siyonist, kendini üstün bir kişi olarak görür. Siyonistin bir tanrı inancı varsa, Allah’ın kendisini özel biri olarak yarattığına inanır. Tanrı’ya da kendini üstün biri olarak yarattığı için, kendisine ayrıcalık verdiği için yâni menfaati olduğu için inanır.
Siyonist kişilik bozukluğu bir kişiye göre kendisinin eşi, benzeri ve dengi yoktur. Onun dışında herkes onun altındadır. Onun istediğini yaptıkları sürece diğer kişilerle iyi geçinir. Ama bu iyi geçinme sevgiden veya saygıdan değil, kendisine itaat edildiği içindir.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişiye iyi davranmak, ona hizmet etmek demektir. Neyi, ne zaman, nasıl, ne kadar isteyeceğini siyonist belirler. İsteği yerine getirilmezse gerçek yüzünü gösterir. İsteği yerine getirilse bile fikrini değiştirip istemeyebilir. Esas amacı bir şey istemek ve onun yapılması değildir. Esas amacı, karşısındaki kişiye gücünü gösterecek her türlü huysuzluğu yapmak ve o kişinin kendisine itiraz etmemesidir.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi için haklı olan sâdece kendisidir. Herkes onun gibi düşünürse hiç kimseyle fikir ayrılığına düşmez. Siyoniste itiraz etmek mutlak ve tanrısal doğruya itiraz etmektir. Siyonist, mutlak hakikatin vücûd bulmuş hâlidir.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, herkesten her şeyi ister. Ama siyonistin ne yapacağını sâdece kendisi karar verir.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi paylaşımcı değildir çünkü kimse onunla bir şey paylaşacak seviyede değildir. Belki kendi atıklarını verebilir. Ama bunu da bir üstünlük vesilesi yapar.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, paylaşımcı olmadığı için tekelcidir. Bir şey sâdece kendisinde olsun ister. Kendisinde yoksa hiç kimsede olmasın, hatta sâhip olmadığı o şey hiç olmasın, yok olsun, soyu tükensin, satışı yasaklansın, üretimi dursun ister. Kendisinde olan şey başkaları için ne kadar tehlikeli ve tehditkâr olursa olsun, buna sâhip olmayı kendisinde hak olarak görür. Ama aynı şeyin başkasında olmasını kabûl edemez. Onu elinden almak için her türlü oyun ve entrikaya girer; gerekirse şiddet kullanır.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, kendisinden başka herkesin hayâtına karışma hakkı olduğuna inanır. Siyonistle geçinmenin tek yolu, onun üstünlüğünü kabûl etmek, onun emir ve isteklerini yapmaktır.
Siyonist kişilik bozukluğu olan bir kişiye itiraz etmek onun kuduz bir köpeğe dönüştürür. Elindeki bütün güç ile saldırır.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, mızıkçıdır. Küçükken oyun oynarken bile hep onun istediği olsun, hep o yensin, hiç yenilmesin ister. İstediği olmayınca diğer çocukların oyunun bozar, kavga çıkarır. Kavgaya varsa âbilerini getirir.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, tutarsızdır. Bugün ak dediğine yarın kara der. İşine ne nasıl geliyorsa onu doğru kabûl eder. Çizgisi, duruşu, omurgası yoktur. Her türlü kaypaklık onun için meşrûdur. Ama başkalarından tutarlılık bekler. Kaypakları da kendi çıkarı için kullanır ve fakat ilk önce onları harcar.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişinin ahlâkî hassâsiyetleri yoktur veya zayıftır. Bunu mâsum göstermek için “Herkes yapıyor”, “İfâde özgürlümü kullandım”, “Bir kereden ne olacak ki” gibi ifâdeler kullanıp yok denecek kadar az olan vicdânını rahatlatır. Ama herkesin yaptığı ona bir kere yapılınca dünyâyı ayağa kaldırır
Siyonist kişilik bozukluğu olan bir kişi için adâlet yoktur. Siyonist için adâlet onun istediklerinin olmasıdır. Aksi takdirde en yakınından başlayarak herkesi suçlar, itham eder ve imkânı varsa cezâlandırır.
Siyonist kişilik bozukluğu, hiçbir psikiyatrik ilacın etkili olamayacağı narsist bir kişilik türüdür. Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi kendini seçilmiş zannettiği için hasta ve tedâvi edilmesi gerektiğine inanmaz. Hatta bunu bir hakāret olarak kabûl eder.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi başka siyonistlerle de geçinemez. İki siyonistin birbiriyle geçinmesinin tek yolu, menfaat ve çıkarlarının aynı olmasıdır. Siyasî olarak tek bir siyonist amaç olduğu ve birden fazla devletler bu tek amaca hizmet edeceği için bir siyonist iş birliği ortamı kurulabilir. Ama bu iş birliği kişisel boyutta, sosyal hayatta ve özel ilişkilerde mümkün değildir. Mesela siyonist kişilik bozukluğu olan bir kişi, siyonist kişilik bozukluğu olan başka biriyle bile dostluk, arkadaşlık yapamaz. Evlenmesi hiç mümkün değildir. Bunun sebebi, kişisel seviyedeki siyonizm, ikinci kişilerle duygusal ve menfaatsiz bir ilişkiye engeldir. Siyonist kişilik bozukluğu olan kişiyle ilişkinin devamlı olması için karşı tarafın ezilmeyi, hakarete uğramayı ve hatta şiddete mâruz kalmayı kabûl etmesi gerekir. Karşı tarafın kendini koruması bile siyonist kişiliğe sâhip birinin nazarında saldırıdır.
Siyonist kişilik bozukluğu olan birinin en büyük tuzaklarından biri, çok kolay sempati toplamasıdır. Bunu yapana kadar siyonist özelliğini çok iyi gizler. Çok sinsidir. İnsanların kendisinden uzaklaşmasına sebep olacak hiçbir davranışta bulunmaz. Sinsi olduğu için her durumda ve her şartta kendini gizleyebilir. Sabırla uygun şartları ve zamânı bekler. O şartlar oluştuğunda ve o zaman geldiğinde her türlü nankörlüğü, kalleşliği yapar. Bugün kulu kölesi olduğu kişiye, yarın efendilik hatta tanrılık taslar.
Siyonist kişilik bozukluğu olan kişi manipülatif ve provokatiftir. Sabırlı olma özelliğini en çok provokasyon ve manipülasyon yapmak için kullanır. Karşısındakinin sabrını zorlar, duygularıyla oynar, mantığını altüst eder ve tahrik edip saldırganlaştırmaya çalışır. Karşısındaki en küçük bir hamle yaptığında bunun haksız bir saldırı olarak algılanmasını sağlar. Böylece mağdur rolü oynayıp haksızken haklı duruma geçer.
Siyonist kişilik bozukluğuna sâhip birinin göstereceği en büyük şiddet, cinâyettir. Bunun örgütlü hâli terör örgütüdür. Türkiye olarak biz bu terör örgütlerini, PKK ve FETÖ olarak gördük. İstedikleri olmayınca bebek katlettiler, orman yaktılar, öğretmen öldürdüler; TBMM’yi bombaladılar.
Siyonist kişilik bozukluğuna sâhip birinin hiçbir ahlâkî, kültürel, dinî değere, hiçbir kutsala, hiçbir mâneviyata saygısı yoktur. Lafta her şeye saygılıdır ama bunu işine geldiği için – özellikle kendisine saygı gösterilsin – diye yapar. Ancak “ifâde özgürlüğü” kılıfı altında her türlü hakāreti yapar, her türlü küfrü eder. Bunun için şiir, müzik, sinema, televizyon, tiyatro ve mizahı kullanır. Kendi yapmasa da yapanları “aydın” ve “entelektüel” gibi sıfatlar vererek destekler.
Siyonist kişilik bozukluğuna sâhip birinin siyâsî tercihi de aynı düzlemde olur. Onun siyâsî tercihi, tercih değil, herkesin imân edercesine kabûl etmesi gereken hakikattir. O ve onun düşünceleri lâyüseldir; sorgulanamaz, eleştirilemez. Onun düşünceleri gökten inmese de ilâhî bir güce sâhiptir. Ona itiraz etmek, tekfir ve aforoz sebebidir.
(Siyonizm ile ilgili diğer hususlara bir sonraki yazıda devam edeceğim.)