İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Anahtar Kelimeler (Siyonizm-2)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bir önceki yazıda siyonizmin bir siyasal ve dinî görüş değil, toplumsal bir kişilik bozukluğu olduğu düşüncesinden yolu çıkıp, bu kişilik bozukluğunun diğer kişisel bozukluklarının temel sebebi olduğuna örnekler vermiştim.

Siyonizmi sâdece Yahudilere özel bir şey olarak düşünürsek, Siyonizm ve Siyonistlerle mücâdelede başarılı olamayız. Dolayısıyla bir kişilik bozukluğu olan siyonizmin kimlik yansımasını da ele almamız gerekir.

KİMLER SİYONİST OLUR?

Kişisel seviyedeki siyonizmi çocukluktan yaşlılığa kadar her yaş grubunda, her iki cinsiyette her kültürde, her inanç sisteminde, her eğitim seviyesinde, her ekonomik tabakada görmek mümkündür. Siyonist kişilik bozukluğu olan biri, gücünü göstereceği tek bir kişi bile bulsa, siyonist özelliklerini dışarı vurur.

Siyonist kişilik bozukluğu olan bireyin cinsiyet ayrımı yoktur. Kendi cinsi veya karşı cins ayrımı yapmaz. Siyonist tepkileri vermeye uygun ikinci bir kişi gördüğünde hiç tereddüt etmez. Bu ikinci kişi, annesi veya babası, karısı veya kocası, çocuğu veya torunu, komşusu, müşterisi, öğretmeni, öğrencisi, toplu taşımada yanında oturan kişi olabilir.

Siyonist kişilik bozukluğu olan kişinin zengini fakiri, köylüsü şehirlisi, yerlisi yabancısı, okumuşu câhili, dindarı seküleri, mümini ateisti, Müslümanı Hristiyanı Yahudisi Budisti, liberali muhafazakârı, faşisti komünisti, Sünnîsi Alevîsi, sağcısı solcusu olmaz. Siyonist siyonisttir ve siyonistin siyonistliği diğer bütün kimliklerine baskındır. Siyonist kişilik bozukluğu olan bir Müslüman, İslâm’ı kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmez ve bunu yaparak tüm Müslümanların itibarsızlaşmasını umursamaz.

Siyonist kişilik bozukluğuna hem uzak hem de yakın târihten birçok örnek verilebilir. O gün ülkede doğan bütün erkek çocukları öldürten firavun, siyonistti. Hz. Yusuf’un kuyuya atan kardeşleri siyonistti. Galileo’yu fikrinden döndürmek için aforozla tehdit eden Papalık siyonistti. Bruno’yu yakarak öldürenler siyonistti. Ebu Sufyan, Mekke’de Müslümanlara zulmedip onları açlığa mahkûm ederken siyonistti ve zoru görünce Müslüman olduğunu söyledi. Onun torunu Yezid, Hz. Hüseyin’i Kerbela’da katlettirken siyonistti. 27 Mayıs’ta “Sizi buraya tıkan güç öyle istiyor” diyen yargıç bozuntusuna o sözleri söyletenler siyonistti. “Şartların olgunlaşmasını bekleyen” ve 12 Eylül’ü yapıp “Bir sağdan bir soldan asanlar” siyonistti. 28 Şubat’ta inancı gereği başörtüsü taktığı için kız öğrencileri okuldan atan, eylem yapınca yerlerde sürükletenler siyonistti. Depremzedeler kendileriyle aynı partiye oy vermedi diye yardımı kesenler siyonistti.

Siyonist kişilik bozukluğu olan kişinin bu özelliğini dışa vurmadığı tek ortam, güçsüz olduğu ortamdır. Siyonist kişiliğe sâhip kişi, güçsüz olduğu ve siyonist özelliklerini dışa vuramadığı ortamda, çok itaatkâr, çok uyumlu ve çok yalakadır.

En önemlisi şudur ki, siyonist kişilik bozukluğu olan kişi, söyleyeceği bir yalanın inanılır olması için, önceden doksan dokuz tâne doğru şey söyler.

SİYONİZMLE MÜCÂDELE

Siyonist kişilik bozukluğu hemen hemen tüm kişilik bozukluklarının ortak paydası gibidir. Şimdilerde bunun için narsizm, toksik ilişki, borderline, bipolarlık gibi tanımlamalar yapılıyor. Oysa hepsi uzatma kablosundaki prizler gibi tek bir yerden güç almaktadır.

Siyonizmle mücâdelenin tek hedefinin İsrail olduğunu düşünürsek yanılırız. İsrail (inşallah) tez zamanda yıkıldığında, İsrail’i kuran zihniyet başka devlet kurabilir. Ama en önemlisi biz kendi içimizdeki veya kendi toplumumuzdaki kişisel siyonizmi yok edemezsek, İsrail ile mücâdelemizde gerekli samimiyet ve inandırıcılığa sâhip olamayız.

SİYONİST KİŞİLİKTEN SİYONİST DEVLETE

Siyonist kişilik bozukluğu, kişisel boyuttan başlayarak fırsat bulduğu oranda gelişir ve insanoğlunun kurduğu en büyük teşkilat olan devlet boyutuna ulaşabilir. Ama siyonist kişilik bozukluğu olan kişiler, bireysel eylemleriyle her zaman her yerde olabilirler. Bindikleri toplu taşıma aracını kendilerine “vaad edilmiş özel araç” zannedip keyfî hareket edenler, özel aracını trafiğin aksayacağını hesaba katmadan park edip caddelerin kendilerine “vaad edilen park alanları” zannedenler, onlarca dâirelik apartmanda tek bir daire sâhibi olmasına rağmen, apartmanın kendilerine “vaad edilmiş müstakil eviymiş” gibi davrananlar, oturdukları restoran kendilerine vaad edilmiş zannedip başka müşteri yokmuş gibi öncelikle kendilerine hizmet edilmesini bekleyenler, hiç ders çalışmasa da okuduğu okulunun diplomasını kendisine vaad edildiğini düşünen ve başarısız olunca öğretmeni suçlayanlar ve daha buna benzer binlerce davranış sergileyenler siyonist kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Bunlara egoist, saygısız, görgüsüz, bencil, narsist, saygısız veya ben-merkezcilik ya da kültürel merkezcilik gibi sıfatlar yakıştırılır. Ama hepsi kişisel seviyede siyonisttir.

Bu kişiler, olur da devlet kurarsa karşımıza çıkacak devlet modeli İsrail’dir. Târihteki bütün zâlim krallar, kişisel seviyede siyonisttir. Hitler, Yahudilere soykırım uygulamasına rağmen faşist bir siyonisttir. Kendi düşüncesinin doğruluğuna o kadar inanmıştır ki, aryan ırk yaratmak için, şimdi Siyonistlerin Filistin’de yaptıklarını 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudiler çoğunlukta olmak üzere birçok milletten insana yapmıştır.

Coğrafî keşiflerle başlayan süreçte 20. yüzyılın ortalarına kadar dünyanın yüzde 85’i sömürgeleştiren siyâsî ve ekonomik zihniyet ve bunun uygulayıcıları da siyonist idi. Sömürdükleri topraklara babalarının malı gibi el koyan, oralarda yaşayan yerli halkı köleleştirip satan, karşı koyanları katledip soykırım yapanların Filistin’i işgâl edip soykırım yapan İsrail’den farkı yoktu.

Oysa İsrail, onlar gibi “medeniyet götürme” gibi bir yalanın arkasına sığınma ihtiyâcı bile duymuyor ve Siyonist düşünceyi en ukala şekilde uyguluyor. Bu ukalalık gücünü de dünya üzerinde başka kılıflar ve isimler altında kurduğu Siyonist ağdan almaktadır.

Yahudilerin dünya üzerindeki nüfûsunun 12 milyon olduğu söylenir. Bunların çoğu da Filistin topraklarında işgâlci olarak yaşamaktadır. Geri kalan Yahudiler ise başta ticârî faaliyetler olmak üzere hemen hemen her sektörde dünyânın her noktasında bulunmaktadır. Küresel olarak kurdukları ağ sâyesinde her Yahudi dünyânın diğer ucundaki Yahudi ile temâsa geçebilmektedir.

Siyonizm ideolojisini Tevrat’tan alır. Tevrat, İncil’in Eski Ahit bölümünü oluşturur. Yâni Siyonizm Eski Ahit ile Hristiyanlığa geçmiştir. Siyonizm siyâsî bir sistem olarak İsrail denen terör devletinin işletim sistemidir. Siyonizm olmazsa İsrail de olamaz.

Siyonist İsrail’in 1948’den beri bâzen göstere göstere, bâzen de sinsice yaptığı kuduz köpekliğe 7 Ekim 2023’te Gazze’den verilen tepki, bir “Ya İstiklâl Ya Ölüm” tepkisidir. O târihten sonra gördük ki, İsrail mağduru oynamaya başladı. Siyonist medya da bunun reklamını yaptı. Ama siyonizmin en büyük destekçisi ABD’nin en önde gelen üniversitelerinden bile yükselen küresel tepki gösterdi ki, siyasal siyonizm bölgesel değil küresel bir sorundur. Vaad Edilmiş Topraklar masalı artık inandırıcılığını ve sempatisini ilelebet yitirmiştir.

İsrail, siyonist kişiliği kültürel ve dinî kimliğe dönüştüren siyasal narsizmin kurduğu, devlet kostümü giymiş bir terör örgütüdür. Bir kişide siyonist kişilik bozukluğu olup olmadığını anlamak için o kişinin davranışlarıyla İsrail’in yaptığı zulmündeki benzerliği görmek yeterlidir.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...