Medyanın rolü: Şiddeti haberleştirmek mi, beslemek mi?
Son dönemlerde artan şiddet olayları tartışmasız hepimizin gündeminde. Ancak bu şiddet olaylarının sunuluş biçimlerini tartışmak gerekiyor. Haberi sunarken topluma etkisini ne kadar düşünüyoruz? Yaptığımız paylaşımların toplumdaki etkisini gerçekten derinlemesine analiz edebiliyor muyuz?
Haber merkezlerinin paylaştıkları şiddet haberleri, şiddetin önüne mi geçiyor yoksa daha fazla yayılmasını mı sağlıyor? Haberleri topluma yansıtırken gerçekten dikkat ediliyor mu?
Günümüzde dijital medyayla birlikte bu sorunsal daha da derinleşti. Özellikle gözlemlediğimiz bir nokta var: Şiddet artıyor ve biz, bu artışı kimi zaman farkında olmadan besliyoruz. Peki, bunları paylaşmamalı mıyız? Elbette paylaşmalıyız. Aksi halde şiddetin olmadığı gibi bir gerçeği yansıtamayız. Kadına şiddet, çocuğa şiddet, akranlar arasında şiddet giderek artıyor. Bu, başlı başına başka bir sorunsal. Ancak bu olayların sosyal medyada çok fazla etkileşim alması, insanların bu noktaya daha fazla yönelim göstermesine neden oluyor.
Zaten duygu durumumuz iyi değil; mental sağlığımızla ilgili adeta yeni bir check-up’tan geçmemiz gerekiyor. Bu nedenle paylaştığımız olayların insanlara, topluma ve ulaştığımız her canlıya etkisini daha dikkatli incelemeli ve irdelemeliyiz. Konvansiyonel medyada belli disipline edilmiş kurallar varken, maalesef dijital dünyada kuralsızlık ve sınırsızlık hâkim. Bu da şiddetin çok daha yaygın bir biçimde dolaşıma girmesine yol açıyor.
Evet, gündeme taşımalıyız, anlatmalıyız ve paylaşmalıyız. Ancak birey, dijital dünyada yaptığı paylaşımdan kesinlikle sorumlu olduğunu unutmamalı. Gönderdiğimiz tek bir içeriğin bile ne kadar büyük bir ruhsal etki bırakabileceğini ve toplumu ne kadar tahrip edebileceğini unutmamalıyız.
Şiddetin her zaman karşısındayız. Şiddetle topyekûn mücadele etmeliyiz. Bu mücadelenin metotları ve koşulları farklı etkenlerle çeşitlenebilir. Bunlardan biri de dijital dünyadaki paylaşımlarımızdır. Bu noktada katkı sunabileceğimiz şey, sosyal disipline uygun paylaşımlar yapmaktır. Söyleyeceklerimiz ve ifadelerimiz, toplumsal faydaya hizmet etmelidir.
Son dönemlerde artan şiddet olaylarına karşı hepimiz daha bilinçli olmalıyız. “Aman etkileşim alayım” düşüncesiyle alelacele paylaşım yapmak yerine, çok daha otokontrollü davranmalıyız. Çünkü yaptığımız her paylaşımdan vicdanen de sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.