İçimdeki ses…
Proje isimlerinin ne kadar önemli olduğunun kanıtı “Güller ve Günahlar”... Belli ki bu dizi bir şekilde konuşulacak. İsmi bile seyirciye gözyaşı, sır ve ihanet vadederken kadrosu da merak uyandırıyor.

Başrolde Murat Yıldırım var, karşısında da Cemre Baysel. Bu ikiliyi ayrı ayrı projelerde izleyip beğenmiştim. Ama yan yana gözümde canlandırmakta zorlanıyorum. Nasıl bir uyum yakalarlar, açıkçası merak ediyorum.
Hikâyede büyük sırlar, beklenmedik kazalar ve aşk var. Zengin adam, fakir kız formülü de işin içinde. İşte tam da burada kafamda soru işaretleri beliriyor… Bu tarz konular yıllarca tuttu ama artık işler değişti. Seyirci daha bilinçli ve yenilik istiyor. Eğer ki bize yine benzer bir konuyu evirip çevirip izleteceklerse, erken final kaçınılmaz. Ama klişeyi kıracak küçük sürprizler koyarlarsa, seyirciyi yakalarlar. İçimdeki ses; bu hikâyenin bir noktada ezberin dışına çıkacağını söylüyor.
Dizinin kadrosu da kalabalık; Oya Unustası, Gülenay Kalkan, Serdar Orçin, Ahmet Saraçoğlu, Aleyna Solaker gibi isimler var. Yani yük, sadece başrollerin omuzlarına bırakılmamış. Arkada da tecrübeli, güvenilir bir ekip var. Dizinin çekimleri Ağustosta başladı, Eylül’de Kanal D ekranında olacak.
İZLEMEM!

Bir önceki yazımda isimlerin öneminden bahsetmiştim. “Doc” da bunun bir başka örneği. “Doc- Nelle Tue Mani” İtalya’da yıllarca izlenmiş, çok tutulmuş bir dizi. Bize de “Doc” isimle geliyor. Bence dikkat çekici ve güzel bir isim. Ama maalesef projenin adının değişme ihtimali de var.
Başrollerde Alina Boz ve İbrahim Çelikkol var. İkilinin yan yana nasıl duracağı merak konusu. Fakat benim için asıl mesele bu değil. Çünkü doktor dizileri bana hiçbir zaman cazip gelmedi. Yerli, yabancı fark etmeksizin hep aynı döngü… Hasta gelir, vaka çözülür, eş zamanlı doktorlar, hemşireler aşk yaşar. Bir sonra ki bölümde sadece isimler değişir, hikaye asla değişmez. “Doc” da diğer doktor dizilerinden ne kadar farklı olabilir ki… Amuda kalkıp hastaları ameliyat etseler bile, ben ve benim kafamdaki izleyici için çok sıkıcı.
Ama Türkiye’de ve dünyada tablo başka, doktor dizileri bir şekilde tutuyor. Tam da bu sebepten yapımcı ve kanal için zekice seçilmiş, garantili bir iş.
Diziyi; Now TV için Dass Yapım yapıyor, hazırlıkları sürüyor, çekim tarihi hala netleşmedi.
VENEDİK, VENEDİK OLALI…
Her festivalin bir havası vardır. Cannes kırmızı halısıyla, Berlin politik tonu ile anılır. Venedik ise başka bir şey… O biraz daha şık, biraz daha tarihi, biraz da sürprizleriyle bilinir. Venedik Film Festivali 27 Ağustos’ta başladı, 6 Eylül’de bitiyor. Dünyanın gözü bir hafta boyunca Lido Adası’nda olacak.

Açılışı Paolo Sorrentino yaptı. Yönetmen, “La Grazia” filmiyle dakikalarca ayakta alkışlandı. Ama asıl ilgi, her zamanki gibi kırmızı halıda... Julia Roberts, Emma Stone, George Clooney, Dwayne Johnson gibi yıldızların kare kare fotoğrafları, yakında her tarafta yayınlanmaya başlar.
Yarışmada bu yıl; Guillermo del Toro’nun “Frankenstein” filmi, Jim Jarmusch’un yeni işi “Father Mother Sister Brother”, Yorgos Lanthimos’un “Bugonia”sı, Luca Guadagnino ve Noah Baumbach’ın yeni projeleri… Yani Hollywood’un da Avrupa’nın da en iddialı yönetmenleri filmlerini burada gösterecek.
Bu yıl bir de politik damar var. Gazze üzerine çekilen “The Voice of Hind Rajab” gibi yapımlar da programda. Bence bu yıl Venedik çok ses getirecek. Çok tartışma olacak. Çünkü hikâyeler Gazze’nin etrafında dönecek. Bir noktadan sonra her şey unutulacak, Gazze öne çıkacak!