İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İfşa!

YAYINLAMA:

Ünlü kadınlar, "bu erkekler beni taciz etti" diyerek, isimleri ile ifşa ediyorlar.
Tüm sosyal medya platformlarında kadınlar taciz olayları ile gündemde.
Tek tek isim vererek, fotoğrafları paylaşarak ve olay nerede yaşandı ise detayları ile anlatarak paylaşıyorlar.

Ünlü oyuncu, müzisyen, komedyen kim varsa dm ya da WhatsApp mesajlarını tek tek yayınlıyorlar.
İlginç olan kısım, hiçbiri bugünün yaşanan taciz olayları değil.
Bugün taciz meselesi bıçak gibi kesilmiş, hiç kalmamış ve bitmiş.
Erkekler haddini ve kendini bilir olmuş, kimseye taciz etmiyorlar gibi olmuş.
Eh, o zaman geçmişe dönelim mi olmuş.

Geçmişte ne yaşadık ise, tek tek açıklayalım olmuş.
Tabi ki açıklasınlar, ne yaşadılar ise paylaşsınlar.
Buna kim ne diyebilir ki.
Ya da belki şöyle diyebiliriz.
Yahu siz ünlü ve güçlüsünüz, susmanın ve beklemeniz için zamana ihtiyacınız yoktu ki.
Bilinen ve tanınan insanlarsınız, kimden ne korkunuz ve çekinceniz olabilir ki.
Ve.

Taciz iddiaları ile ilgili davalar açıldı ve dava süreçleri başladı.
Beklemek gerekmez mi?
Kim doğru, kim yalan söylüyor, beklemek gerekmez mi?
Suçlu olanın ceza aldığını, görmemiz gerekmez mi?
Ve şiddet iddiaları var.
İfşa ediyorlar, anlatıyorlar.

Kadın 19 sene önce şiddet görmüş, susmuş, ailesi çok zengin, ünlü ve güçlü.
Tüm aile susmuşlar ve kızı tatile yollamışlar travmasını atlatsın diye.
Şimdi anlatıyor, beni odaya kilitledi, bayıltana kadar dövdü falan.

Hemen o anda, şikayette bulunup, darp raporu alsaydı ve çıkıp cayır cayır açıklama yapsaydı ülkede çok şey değişirdi.
Baba çok güçlü adam, kızının arkasında durarak, tüm susan, sesiz kalan ve korkan kadınlara cesaret verirdi.
İnanın, 19 sene önce uğradığınız şiddetin acısını bu kadar yıl sonra kimse hissedemez.
Ortak bulmak zordur.
Belki de inandırmak zordur.
Niye sustun derler.

Tüm bu taciz ve şiddet olaylarında susan insanların, geçerli susma nedenini herkes bilmek ister.
10 haneli köyde değilsiniz ki, köy ahalisi, amcamgiller, yengemgiller bilmesin, rezil olamayalım gibi düşünceniz olsun.
Meselenin diğer tarafı ise, davası devam eden, adalete bırakılmış konular.
Mesela.

Ozan Güven şiddet iddiası ile yargılanıyor ve davası devam ediyor.
Bazı suçlardan beraat ettiği, bazı suçlardan ceza aldığı yazıyor.

Ama daha bir üst mahkemesi var, mahkeme sonuçlanana kadar beklemek gerekiyor değil mi?
Adamın yeni başlayacağı iş için sıkıntı olmuş ve kendisi projeden zarar vermeyeyim falan demiş ve ayrılmış.
Mahkeme sonucu tam kesin belki değilken, bu adamlar iş yapmasın mı bilemedim.
Bu durum da çok karmakarışık.

Sessiz kalan, kalma sebepleri anlaşılır olan, korkan kadınlar adına çok üzgünüm.
Bu ifşa etme konusunun da doğru anlaşılacağından ve faydası olacağından emin değilim.
Her şeyin başı umut ise.
Ben umutsuzum yani.

Funda'nın aklındakiler…

... Hande Erçel ve Hakan Sabancı.
İlişkilerini bitirmişler, bunun magazin olarak haber değeri var mıdır, vardır tabi ki.
Ama bir ilişkinin yaşanması ve bitişi bütün toplumla beraber yaşanmaz ki.
Bu konunun, bu kadar lime lime edilmesinde kendilerinin payının çok olduğunu düşünüyorum.
Seyahatlerinizin her anını fotoğraflayarak, kare kare paylaşırsanız, insanlar ilişkinizin içinde otururlar.
İkiniz de çok zengin ve çok ünlüsünüz.
Kendinizi, neden bu kadar gösterme merakınız var.
Hayatınızı, neden bu kadar ifşa etme telaşını var.
Lüks hayatınızı var, herkes bilsin, herkes görsün, heves etsin, iç geçirsin falan mı?
Hiç saklanmaz mısınız siz, sessiz yaşayamaz mısınız?
Anlaşılır gibi değil.
Dış kapının mandalları, artık sizin iç kapı mandalınız olmuştur, napalım yani hayatınızın içine siz soktunuz.
O zaman "anne vetosu" derler.
Annenizin "cehalet uykusu" tanımını alıp konuya yapıştırırlar.
Eh siz istediniz.
Tepe tepe kullanın.

Funda'nın aklındakiler…

... Ohio eyalet üniversitesi bir araştırma yapmış.
Sahil bölgelerinde yaşamanın, insan ömrünü uzattığı anlaşılmış.
Deniz kıyısına yakın bölgelerde yaşayan insanların, ortalamadan 1 yıl daha uzun yaşadıkları ortaya koymuşlar.
Araştırmaya göre, kıyı bölgelerde daha az sıcak, ya da daha az soğuk yaşanması nedeniyle, fiziksel aktiviteler için daha uygun oluyormuş.

Temiz ve açık hava da fiziksel aktivite konusu demek ki.
İstanbul, İzmir, Antalya buralarda yaşamak artık, çok pahalı olduğuna göre, Karadeniz'e doğru planlar yapmak gerekiyor.
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...