İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Anahtar Kelimeler (Kırmalık) (İngilizce ve Siyonizm Özel-1)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Kırmak” kelimesinden üretilen bütün kelimelerin olumsuz bir anlamı vardır: Kırmak, kırılmak, kırgın, kırık, kırılgan. Yâni ister mastar olsun, ister sıfat ya da isim olsun olumsuz anlam ağı olan bir kelimedir.

Bu kelimelere ekleyebileceğimiz bir diğer kelime de “kırma”dır. Genellikle iki farklı hayvan ya da bitki türünün karışması veya karıştırılmasıyla üreyen veya üretilen yeni bitki veya hayvan türleri için kullanılır. Mesela kangal köpekleri için kullanılan “kangal kırması”. Daha teknik ifâdeyle söylersek bu bitki ya da hayvan türlerine “melez” denir.  İngilizcesini duymak isteyenler için “hibrit” (hybrid) kelimesini söylemeden geçmeyelim. Melez kelimesi insanlar için de kullanılır. Kırma (melez) olan yeni tür, dişi ve erkek atasının bâzı özelliklerini kaybeder ve bâzı özelliklerini devam ettirir.

Derdimiz bitki, hayvan ya da insanların saf olup olmaması değil. Hele hele insanlar için böyle bir derdimiz olamaz. Allah ırkçılıktan, faşistlikten, kafatasçılıktan korusun. Ayrıca insan olarak biyolojik açıdan tek ırkımız var. Etnik farklılıklarımız coğrâfî ve kültürel çeşitlilikten geliyor. Biyolojik olarak iki canlının farklı ırktan olması demek, dişi ve erkeklerinin üreyememesi demektir. Ama tek ırk olan insanlar için böyle durum söz konusu değildir. Yâni dünyânın en uzak iki farklı bölgesinden bir kadın ve bir erkeğin evlenip çocuk sâhibi olması için biyolojik bir engel yoktur.

Bitkiler ve hayvanlarda farklı türlerin karışımıyla yeni türler ortaya çıkabilir. Bunlara kırma (ya da melez) denir. Ama biyolojik olarak melez olan bir insanın “kırma” olması bu kadar mâsum değildir. İnsanın kırma olması, kültürel olarak içine doğduğu ve içinde yaşayıp büyüdüğü kültüre yabancı olmasıdır. Dahası kendi kültürünü aşağılık ve hakir görmesi, hatta kendi kültüründen nefret etmesidir. Bunun birçok türü ve bu türlerin birçok sebebi vardır. Bunlardan ikisinden önce “kurt kırması kangal” örneğini vereyim.     

KURT KIRMASI KANGAL

Kangal köpeği, saf kan olma özelliğine sâhip nâdir köpeklerden biridir. Ülkemizde Sivas ve çevresinde yetiştirilen kangal köpekleri, soğuk hava şartlarını sever. Yaratılışından gelen bir özelliği ile doğuştan çoban köpeğidir. Beş on tâne kangal köpeği binlerce koyunluk sürünün güvenliğini sağlar. Sürünün baş belâsı kurtların korkulu rüyâsıdır.

Ama başka iklim şartlarında yaşaması için kangal köpeğini kurt ile kırdıranlar vardır. Görünüşte kangaldır ama ya anne ya da babası kurttur. Dolayısıyla bu kurt kırması kangal köpeğine sürü emânet edilmez, çünkü sürüye saldıran kurdu kendi kanından bilip o kurda engel olmaz. Kültürel olarak bir insanın kırma olması da böyle bir şeydir.  Şimdi gelelim kültürel kırmanın türlerine.

İNGİLİZCE İLE KÜLTÜREL KIRMA OLMAK

ODTÜ İngilzce öğretmenliği lisans mezunu (1997) biri olarak “İngilizce öğrenmek” ve “İngilizce eğitim” arasında farkı ve İngilizce eğitim hakkında düşüncelerimi konu alan birçok yazımı bu köşenin eski târihli sayfalarında bulabilirsiniz. “İngilizceye İngilizlerden daha çok sahip çıkıyoruz” (13 Kasım 2018), “Neden yabancı dil öğrenemiyoruz?” (18 Aralık 2018), “İngilizce âşıklarının son hedefi: Kıraç” (20 Nisan 2019), “Bir toplumsal kurum olarak dil” (18 Şubat 2020), “İngilizce bilen “şeyh” aranıyor” (21 Nisan 2020), “Açılın ben İngilizce öğretmeniyim” gibi birçok yazım var.

Evet bir milleti yok etmenin, yok etmek mümkün değilse aslında uzaklaştırıp köksüzleştirmenin en etkili yolu, o milletin dilini bozmaktır. Sömürgeci Avrupa, bunu dünyânın dört bir yanında “başarıyla” yapmıştır. Bundan biz Türkler de nasibimizi aldık. Çok uzatmaya gerek yok. Ana okullarından üniversiteye kadar İngilizce eğitim yapıldığı (ama İngilizce öğrenilmeyen) ülkemizin hâli ortadadır. Bir kültür, bir coğrafyaya kendi öz diliyle girer ve orayı etkiler. Dil, sömürgeci bir kültürün diliyse girdiği yerdeki diğer dilleri yok eder. O dilleri konuşan insanların geçmişlerini siler, birbirleriyle iletişim kuramaz hâle getirir. Daha kötüsü, oradaki insanların o sömürgeci kültüre hayranlık duyulmasını ve kendi kültürlerini aşağılık görmelerine sebep olur. Ülkemizdeki ahvâl ve şerâitin böyle olmadığını kimse iddia edemez. Dükkanların ve alışveriş merkezlerinin isimlerine bakmak yeterlidir.

Etrâfımızı saran İngilizceye karşı kurt kırması kangal gibiyiz, tepki vermiyoruz. İngilizce eğitim ve İngilizceye tepkisizlik sebebiyle kültürel bir İngiliz işgâli altındayız. İngiliz ile yapılan eğitim, kültürel İngiliz işgâlini normalleştirmiştir. O kadar ki, en muhafazakâr, en mütedeyyin ve en “yerli ve millî” kesimler bile İngiliz eğitime “Ne var ki bunda” demekte ve “dünya dili İngilizce” yalanına inanmaktadır.

Benzer bir kırmalık durumuna sâdece ülkemizde değil dünyâda şâhit oluyoruz. Hangi dili konuşuyorsak o dilin kültürünün yaşam anlayışını benimsediğimiz gibi, hangi kültürün sunduğu imkânları kullanıyorsak onları benimsiyoruz ve o kültüre sempati duyuyoruz ya da en azından o kültürün olumsuz taraflarına tepkisiz kalıyoruz. Burada kırma olmanın diğer şekli olan siyonizme geliyoruz.

KIRMA SİYONİSTLİK

Dünyâda ve Türkiye’de büyük bir kesim İsrail’in terörist eylemlerine ve yaptığı soykırıma tepkisiz kalmaktadır. Bu tepkisizler sürüsü, Yahudi değildir. Dışarıdan bakıldığında Siyonist olduğuna dâir hiçbir emâre göstermezler. Bunun sebebi, İsrail’İn güvencesi olan akademik, siyâsî ve medyatik sistemin etkisinde olduklarını bilmemeleridir. Bu tepkisizler sürüsü, İsrail’e destek veren sistemin sağladığı ekonomik imkânlardan faydalanırken siyonizme tepki veremez.

Daha açık söyleyeyim, kurt kırması kangal köpeğinin sürüye saldıran kurda karşılık vermemesi gibi ve İngilizce eğitim alanların İngilizce’ye Türkçe’den daha çok değer vermesi gibi, siyonizmin kurduğu düzeni bilinçsizce kullananlar da tepkisiz kalmaktadır. 7 Ocak 2024 târihli “İsrailsiz bir dünyâya hazır mıyız?” başlıklı yazımda, dünyâyı ahtapot gibi sarmış olan siyonizmin farkında olanların bile siyonizmin ve İsrail’in kurduğu dünya düzenine alternatifi olmadığını yazmıştım. Siyonizme tepkisiz kalanlar bir yana, tepki gösterenler bile bu hâldeyiz.

KIRMA SİYONİST NASIL OLUNUR?

Gazlı içeceğinden deterjanına kadar birçok firma, İsrail’in yaptığı soykırıma maddî destek açıklaması yapmasına rağmen, Gazze’ye insânî yardım için para verenlerden bâzıları bile nasıl oluyor da, o gazlı içecekleri ve deterjanları alabiliyor? Bu sorunun cevabını sorularla verelim:

Soru: Yahudilerin en güçlü olduğu sektör hangisi?

Cevap: Finans

Soru: Finans sektörü hangi kurumsal yapı altında çalışıyor?

Cevap: Bankacılık

Soru: Bankalar sokaktaki vatandaşa nasıl ulaşıyor?

Cevap: Faiz ve kredi kartıyla. Kredi kartında taksit var, harcadıkça kazanılan puanlar var, indirim var, internetten sipariş verip yemeği kapıya getirtme kolaylığı var. Kredi kartıyla yapılan harcamaların kayıt altına alınma ve devletin vergi toplaması var. 

İşte siyonizmin en güçlü olduğu sektör olan finans ve bankacılık, bu kadar “câzip ve şirin”. Kısacası kangal kurtla bir kere değil, defâlarca kırılıyor. Her nesilde kırıla kırıla kangalın sâdece kıvrık kuyruğu kalıyor. Bu, tam da Siyonistlerin istediği durumdur. Ne tam kurt olabilen ne de kangal özelliğini gösterebilen bir çoban köpeği kalıyor. Zâten Siyonistler, hiç kimsenin sonradan Yahudi olmasını istemez.

(Devam edecek)

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...