Başarı tanımının çöküşü
Bugünlerde başarı kelimesi ağzımızdan çıktığında aklımıza gelen ilk şey nedir? Hepimize birbirinden farklı tanımlamalar belirliyor. Özellikle dijitalleşen dünya ile birlikte değişen terimler içerisine dâhil olan “başarı” ifadesi, gitgide tanımı çöküşe doğru giden bir kavrama dönüşüyor. Çünkü gerçek değer yerine parıltılı vitrinlere yöneliyoruz.
İnsanlar belki de artık gerçekten şu soruyu kendine sormalı: Başarı bizim için ne anlama geliyor; başkalarının gözünde nasıl göründüğümüz mü? Dijital evrende etkileşimi yoğun olan insanların, paylaşımlarının altındaki beğeni sayıları ve yorumlarının fazlalığı ile birlikte artık “başarılı” sayıldığını görüyoruz. Peki gerçekten öyle mi? Yoksa biz, başarıyı tanımlarken neresinde yanılıyoruz? Alanında hiçbir uzmanlığı olmayan insanların, dijital evrendeki varlık mücadelesinde dönem dönem sahte dokunuşlarla insanları manipüle ettiği bir alanda, onları başarılı olarak nitelendirmek doğru mu?
Oysa gerçekten başarıdan bahsedeceksek, geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim TEKNOFEST İstanbul organizasyonunda Selçuk Bayraktar’ın öncülüğünde devasa bir ekibin nasıl harika bir iş ortaya koyduğunu gözlemledik. İşte size gerçek bir başarı örneği: Alanında verilmiş emek, yıllarca gösterilmiş bir mücadele ve ülkesine faydalı olma yolunda maddesel bütün kavramların ötesinde, manevi iklimin verdiği beslenme kaynağıyla tüm canlılara dokunma telaşı…
Bir kez daha Selçuk Bayraktar ve ekibini kalben tebrik ediyorum. Konumuza dönecek olursak; başarı ifadesi zayi edilmeyecek kadar kıymetli bir kelime. Günümüz dünyasında birçok kavramın anlam derinliği boşaltılmış olsa da “başarı”ya sahip çıkmalıyız. Dijital çağın etkisiyle başarı artık ölçülebilir sayılara indirgenmiş durumda. Demiştim ya: Kaç takipçim var? Kaç kişi beğendi? Kaç kez izlendi? Bir gencin sosyal medyada çektiği eğlenceli videolar milyonlara ulaştığında “başarılı” deniyor; ama yıllarca emek verip topluma katkı sağlayan sessiz kahramanlar çoğu zaman görünmez oluyor.
İşte bu emekler için başarıya sahip çıkmalıyız. Artık genellikle “neyin var” sorusuyla ölçülen başarı, arabasıyla, eviyle, tatiliyle, paylaşımlarıyla kıyaslanmamalı. İnsanlığımıza ve geleceğimize yapacağımız en büyük kötülüklerden biri bu olur. Başarı, insanlığın motivasyon eşiklerinden biridir; bu anlamda da çok kıymetli ve değerlidir.
Dijital evrende, sosyal medyada bulunmayalım demiyorum. Elbette etkin olacağız. Ancak bizim için tek kıstas bu olmamalı. İçselleştirilmemiş, derinliğe ulaşılmamış ve vakıfiyeti sağlanmamış her olgu ve bilgi, bir boşluk yolculuğunun labirentinde kaybolmak demektir. Başarı tanımının çöküşüne izin vermemeliyiz