Büyük hazırlık
Yerküreyi bir mevlevi gibi döndüren Rabb'imiz, günleri, seneleri ve mevsimleri de öyle döndürür. Gündüzler, geceleri takip eder durur. Sürurlu yaz mevsimi, yerini hüzünlü hazan mevsimine bırakır.
Mevsimler ve her mevsime muvâfık gönderilen türlü türlü nimetler Allah'ın binbir esmasının tecellileri ve rahmet eserleridir. Rahman olan Rabb'imiz, insanın şerefine kurduğu yeryüzü sofrasını bütün zîhayatın istifadesi için, her birine o sofra içinde ayrı ayrı sofralar kurar ve şefkatli bir babanın evlatlarına yaptığı ikramından mutlu olması gibi tüm canlıların nimetlenmelerinden mütelezziz olur, memnun olur.
İnsan için nimetin devam etmesi nimetten daha mühim olduğundan yaz sofrasından kalan rızıklardan bir kısmını zorlu kış mevsiminde de istifade edebilmek için ekseriyetle abartsa da saklayıp, dolapları, kilerleri doldurur.
Adeta nimetleri kavanozlara koyup bâkileştirmeye çalışır lâkin aynı hassasiyeti ebedi kalacağı vatanı için göstermez. Kısa sürecek bir yolculuk için her detayı düşünerek valizler dolusu hazırlık yapar da âhiret yolculuğuna ehemmiyet vermez. Güz mevsimiyle birlikte nebatat solar, renkler ve arzın örtüsü değişir, yapraklar dökülür.
Yeryüzünde yaşanan tüm tebeddülat insanda da zuhur eder.Yaz mevsimine benzeyen gaflet içinde geçen bir gençlikten sonra güz mevsimi misali ihtiyarlık zamanı gelir. Hastalıkların ziyadeleşmesi ile birlikte saçlar dökülür veya beyaz kefene bürünür. Evlâdını himaye edip koruyan bir anne gibi olan toprağa daha çok benzemeye başlar.
Aynı zamanda hâlet-i ruhiyesi de farklılaşır, bu dünyadan yorulur, Rabb'ine vuslat arzusunu ve sıla özlemini tüm zerrelerinde hisseder.Bütün bu inkılâblar kısa bir süre sonra kabre girecek olan kuluna Rabb'inin "Hazırlan" ikazıdır, rahmetidir, tevbe etmesi ve kendine çeki düzen vermesi için bir fırsattır.
Nasibinde yaşamak olan her abdine Allah, yeni bir günle birlikte yepyeni bir sayfa açar, fırsatlar ihsan eder. Yapılan ibadetler verilen nimetlerin şükrünü ifâ etmeye kâfi gelmese de tıpkı imtihanda, talebesinin gayretine ve gidiş yoluna puan veren bir öğretmen misali kulunun niyetine ve gayretine bakar. Bu sebeple kul, kendisine verilen fırsatları değerlendirmek için çaba göstermeli.
Zira ihtiyarlık zamanında insanın sıhhati ibadet etmekte zorlanabilir ve ibadet kendisine nasib olmayabilir. Kış için yaptığımız gibi dünya hayatı nihayet bulmadan, son nefes verilmeden evvel, o büyük gün için ve kabrin öbür tarafında bize elzem olan şeyleri hazırlamamız akıllıca olacaktır. Beşer ne kadar uğraşırsa uğraşsın ölüm hakikati karşısında acizdir.
Dünyadaki bütün arzuları yerle bir eden ölümün çaresi ve bekâ bulmanın yolu ancak Allah'a ve âhirete imandadır. O'nun haricindeki tüm avuntular ve "Işıklar içinde uyusun" dilekleri boş birer temenniden ibarettir. Öte tarafta geçer akçe iman ve salih amellerdir.