Bâtılı iyice tasvir, sâfi zihinleri idlâldir"
İnternet ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle iletişim hızlandı.İnsanlar birbirlerinden daha çok haberdar artık.
Televizyon programlarının izlenme oranları ve sosyal medyadaki beğenilme sayılarından insanların nelerle alâkadar oldukları açıkça görülüyor. "Bâtılı iyice tasvir, sâfi zihinleri idlâldir" der Bediüzzaman Hazretleri.
Gündüz kuşağı programlarında cinayet ve aldatmanın en ince detayları verilerek şeytanın dahi aklına gelmeyen yöntemler anlatılıp insanlar bozuluyor. Bundan yirmi sene evvelinde gayr-ı ahlâkî bulduğumuz dizi karakterleri, bu programlara iştirak edenlerin yanında artık çok masum kalıyor.
Sistematik bir şekilde bu milletin ayarlarıyla oynanmaya devam ediliyor.Herkes belgesel izlediğini iddia edip bu tür yayınların kaldırılmasını istediğini söylese de maalesef izlenme oranlarının yüksek olması sebebiyle artarak devam ediyorlar.
Gün boyu bunları seyreden hanımlarımız israfın dibe vurduğu yemek programları, sefih hayatı özendiren diziler ve aynı zamanda abartıla abartıla anlatılan, korku ve yeis pompalayan haberlerle de bütün âlemlerini dolduruyorlar.
Sürekli kötü şeylerle meşgul olununca kötü tesir bırakıyor. Menfîliklerle mücadele için menfilikleri öğrenmek ve bunu gereğinden fazla vurgulamak insanımıza ve topluma zarar veriyor. Kötülükleri yok edebilmek için iyilikler, hayırlar anlatıldığı ve yaşatıldığı takdirde insanlar, doğruyu yanlışı tefrik edebilecek hale gelebilirler.
Efendimiz(sav) "Aranızda Selâmı yayın" buyuruyor, münkeri değil. Hatta münkere mâni olmamızı emrediyor. Selâmı yalnızca lâfzen değil, mânâsını da yaymamızı istiyor. Menfi fiil ve sözlerin iletişim araçlarının da kullanılması ile milyonlara ulaşması manevi havayı bozup rahatsızlık veriyor.
Menfi haberler izlene izlene kimsenin kimseye tahammülü kalmadı, trafikte, okullarda saldırganlıklar artıyor. Bir, iki hadise sanki memleketin her köşesinde bu varmış gibi verilince de huzursuzluk, anarşi ve isyanlar baş gösteriyor.
Beşerin ihtiyacına binaen Allah'ın İhsan ettiği medeniyet harikaları ve eserleri şükrü gerektirir. Zamanın hızlı aktığı bu devirde insanın Allah'ı daha iyi tanıması, ibadetlerini daha rahat yapabilmesi, bilgiye uzun mesafe katetmeden ulaşabilmesi, hayatını daha suhuletle idame ettirebilmesi için verilen bu nimetleri beşer, kendinden bildiği, Rabb'ine isyanda kullandığı ve mazlumlara bunları kullanarak zulmettiği takdirde cezasının verileceğini bilmelidir.
Bu minvalde İsrail ve İsrail’e yardım eden zalimlerin sonunun yakın olduğu görülüyor. Televizyon, radyo, internet gibi nimetlerin de şükrü Allah'ın adını, Kur'an'ın hakikatlerini ilân edip hava sayfasının tüm zerrelerini O'nun ismiyle doldurmakla, mazlumlara ses olmakla olur.
Allah’ın yarattığı her şeyde, her hadisede güzellikleri, O’nun hüsnâ olan esmasını görüp duyurmakla olur. Gazze'de zulüm devam ederken oyun ve eğlencelerle şükürsüzlüğe devam edip bunları alay edercesine paylaşmak Allah'ın gazabını celbeder.