İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ruhun önceliği: Bir cüzdan meselesi değil, bir kalbî zorunluluk

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Umre hazırlığı başladığında çevreden gelen ilk sorular genelde benzerdir:
“Kaçıncı gidişin?”
“Bu zamanda o kadar para harcanır mı?”

Aslında bu sorular, çağımızın öncelik anlayışını ne kadar dönüştürdüğünü açıkça gösteriyor. Günümüzde çoğu insan, yaz tatilini, kış gezisini ya da yeni eşyalarını hayatın olmazsa olmazı sayarken; iş ruhu dinlendirmeye, kalbi temizlemeye geldiğinde birden “tasarruf” ya da “mantık” terazisi devreye giriyor.

Oysa Umre, bir tatil programı değildir; gönül takviminin özel bir durak noktasıdır. Bir lüks değil, bir nasip ve öncelik meselesidir.

Gerçek Önceliklerimizi Yeniden Düşünmek
Hepimiz bazen şu cümleleri duyarız:
“Arabayı değiştirdim, borcum var.”
“Eşyaları yeniledik, taksiti bitmedi.”
“Bu sene tatile erken çıktık.”

Hayatın bu koşturmasında elbette herkesin kendince öncelikleri olur. Ama mesele Kutsal Topraklar’a gitmeye gelince, aynı istek ve kararlılığı neden göstermekte zorlanırız?
Belki de sorgulamamız gereken şey, başkasının kaçıncı kez gittiği değil; bizim kalbimizde neyin önce geldiğidir.

Yolculuğun İki Yüzü: Hazırlık ve Niyet
Umre, sadece bavul hazırlığı değil; bir iç hazırlık sürecidir.
Elbette güvenilir bir tur seçmek, rahat bir ayakkabı almak önemlidir. Ama asıl mesele, niyetin saf olmasıdır.

Neden gidiyoruz?
Bir “gezi” listesini tamamlamak için mi? Yoksa, içimizdeki yükleri Mekke yollarında bırakmak için mi?

Bu yolculuk, bir kalp temizliğidir.
Kırgınlıkları arkada bırakmak, kırdıklarımızla helalleşmek, içimizdeki fazlalıkları orada eritmek içindir.

Mukaddes Durakların Sessiz Öğretisi
Kâbe’yi ilk görüşte diliniz tutulur, sadece kalbiniz konuşur.
Mescid-i Nebevi’de selam verirken, Peygamberimiz’in (s.a.s) huzurunda bir çocuk gibi ürperirsiniz.
Zemzem içerken, her damlada hem bedeniniz hem de ruhunuz ferahlar.

Orada anlıyorsunuz ki; Umre, bir hesap işi değil, bir teslimiyet hâlidir.
O yüzden, Umre’ye gidenin cüzdanını değil, kalbini saymak gerekir.


Hayatın telaşı içinde herkesin kendine göre öncelikleri var.
Ama bazen ruhun da bir nefes almaya, bir sığınak bulmaya ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekiyor.
Kutsal Topraklara gidenler, aslında bir dönüş yolculuğuna çıkar: Kendine, özüne, Rabbine dönüş…

Önceliklerimizi belirlerken biraz da kalbimizi dinleyelim.
Belki de en doğru yatırım, biriktirdiğimiz huzurdur.

Muhabbetle…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...