İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Cadılar ve Bayramları

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Varlığının en büyük delili insî şeytanlar olan şeytan, altın devrini yaşıyor. Fıtratından uzaklaşmış, isyana dalmış, günahlarla insan bedenlerine yerleşip dabbe olmuş debelenerek bayram ediyor.

İlmeğini insanın boynuna geçirmiş, kanın damarlarda dolaştığı gibi dolaşıyor, insanı oradan oraya savurup duruyor. Bâtılı körü körüne taklid eden, insaniyetlerinden sukut etmiş, kendi bayramlarına burun kıvırıp, bunları kutlamayı ilkel bulan bahtsız gençler, kendilerini zombi, şeytan, hayalet ve her çeşit hayvanın kılığına sokarak insanı insanlığından utandıracak ilkelliklere bürünüyor ve şeytanlara en büyük hazzı yaşatıyorlar. 

Rabb'imiz insanın en büyük düşmanının şeytan olduğunu, onlarla mücadele etme yöntemlerini Kur'an-ı Kerim'de bildirmiştir. Yine insan için en güzel numune-i imtisal olan Peygamber Efendimiz (sav) hayatıyla, sünnet-i seniyyesiyle bu düşmanlara karşı insanın kendini nasıl muhafaza edeceğini ve hangi silâhlarla onlara karşı koyacağını tatbik ederek göstermiştir. Düşmanını tanımadan onlarla mücadele etmek zordur. Şeytanın tuzağı zayıftır aslında. 

Bir diğer düşman olan nefisle birlikte koordineli çalışır, nefse üstadlık yapar, vesvese verir. Düşmanı alt etmenin yolu ona karşı bir savunma sistemi geliştirmektir. Arıyı zehirli iğnesiyle, gülü dikeniyle, tohum ve çekirdekleri sert kabuklarıyla yaratan Allah kendisine istiâze edip sığınan insanı da hafiziyetiyle muhâfaza edecektir.

İnsanın istidadının kuvveden fiile çıkmasına, derecesinin yükselmesine yarayan şeytanla ancak Allah'ın yardımı ile mücadele edebiliriz. Allah'ın zikrinden yüz çevirenler, Kur'an'ın kalesinin dışına çıkanlar, yine Kur'an tezgâhında yapılmış takva zırhını giymeyenler, sünnet-i seniyye siperinden ayrılanlar, istiğfar silahıyla kendi cihâzatını tamir etmeyenler düşmanın oyununa gelip mağlubiyet yaşamaya mahkum olurlar.

Bazen küçücük bir kıvılcım büyük bir binanın yanmasına sebep olduğu gibi şeytanın hilesi küçük olmasına rağmen tahribatı büyük oluyor.Temizlenmeyen kir zamanla katılaştığı gibi tevbe ve istiğfar ile temizlenmeyen kalp zamanla katılaşır, paslanır ve insanın en kıymetli şeyi olan imanının oradan çıkmasına sebebiyet verir. 

Bu sebeple işlenen günahı küçük görmek, önemsememek insanı helâka sürükler. Allah'ın Gafur, Tevvab, Afüvv, Kuddüs gibi isimleri günahın, kusurun varlığının delilidir. İnsan nisyan ile bazen aldanabilir.

Mühim olan Allah'ın rahmetinden ümidini kesmeyip bir an evvel O'na sığınmasıdır. Şeytan, bu "Ben" asrında, insanın kusurunu bilip istiğfar ve istiâze yoluna gitmemesi için her türlü gayreti gösterdiğinden insan, dâima bir nefis muhasebesi yaparak Rabb'ine sığınmalıdır.

Sıkıntı olduğunda başkalarını ittiham etmek, nefsini hatasız görmek yine şeytanın bir desisesidir. Şeytanın insanla olan mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Kibri sebebiyle lanetlenmiş, tek gayesi insanın imansız olarak bu dünyadan göçmesidir.

İnsanın insaniyet makamından aşağıya düşmesi onu memnun eder. 

"De ki: Ey Rabb'im! Şeytanın vesveselerinden Sana sığınırım. Onların yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım ey Rabb'im!"

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...