Annemin Sessizliği
Bu hafta sizlere duygu yüklü bir kitap tanıtmak istiyorum.
“Sessizlik bazen bir duvar değil, bir aynadır; kendine bakmaktan korktuğumuz tüm yanlarımızı yansıtır.”
Pedagog, felsefe eğitmeni, danışman ve profesyonel koç Selda Çakır, Annemin Sessizliği adlı eserinde çocukluğun görünmez izlerini yetişkinlikte yeniden duyuran, düşünsel olduğu kadar duygusal bir iç yolculuğa davet ediyor okuru. Bu kitap, ne yalnızca bir roman ne de klasik bir kişisel gelişim kitabı. Pedagoji, felsefe ve psikoloji alanlarının kesişiminde, insanın kendi sessizliğini, ilişkilerini ve benliğini sorgulatan çok katmanlı bir anlatı. Eserde, anne-çocuk ilişkisinden yola çıkılarak koşullu sevgi, suçluluk, bastırılmış duygular, görünmezlik ve aidiyet gibi evrensel temalar işleniyor.
Okur, bir hikâyenin içinde ilerlerken aynı zamanda kendi iç dünyasında bir yüzleşmeye, bir farkındalık sürecine adım atıyor.

BİR HİKÂYEDEN FAZLASI
Annemin Sessizliği, edebi anlatım ile düşünsel sorgulamayı ustalıkla harmanlıyor. Bir çember çalışmasının atmosferini taşıyan yapısıyla, karakterlerin duygusal dünyasını pedagojik çözümlemeler ve felsefi yorumlarla buluşturuyor.
Her bölüm, insanın kendi çocukluğuna, kendi iç sesine ve sessizliğin ardındaki anlamlara doğru açılan bir kapı niteliğinde. Eser, yalnızca okur için değil; ebeveynler, danışmanlar, koçlar ve eğitimciler için de derin bir farkındalık alanı açıyor.
Karakterlerin hikâyeleri, ön yargısız dinlemenin, görülmeyeni fark etmenin ve insanı yüzeyin ardında anlamaya çalışmanın önemini hatırlatıyor.
Toplumların mitleştirdiği, tabulaştırdığı konulara cesurca dokunan kitap; kültürler, dinler ve ülkeler farklı olsa da çocuklukta alınan yaraların evrenselliğini gözler önüne seriyor. Okur, her hikâyede derine indikçe, yüzeyin ardındaki insanı ve kendi içsel yankısını buluyor.
Yazar hakkında ise şunları yazmam gerekir:
Selda Çakır, yirmi beş yıldır Almanya ve Türkiye’de pedagoji, felsefe eğitimi, danışmanlık ve profesyonel koçluk alanlarında çalışan bir uzmandır. Almanya’da Jugendamt (Gençlik Dairesi) bünyesinde danışman olarak görev yapmaktadır. Çocuklar, gençler ve ailelerle yürüttüğü çalışmaların yanı sıra bireysel danışmanlık ve koçluk hizmetleri vermekte; aynı zamanda eğitmen eğiticisi olarak bu alanda danışmanlar ve koçlar yetiştirmektedir. Ayrıca, Münih Felsefe Akademisinde eğitmen olarak görev yapmaktadır. Farklı kültürlerle kurduğu temaslar sayesinde insanın evrensel duygularını - görülme, anlaşılma ve özgürleşme ihtiyacını - derinlemesine gözlemlemiştir. Annemin Sessizliği, bu çok disiplinli ve çok kültürlü birikimin edebi bir yansımasıdır.
DOĞRU İNSAN VAR MIDIR?
"Doğru insan" kavramı, genellikle bizim için "mükemmel" ve "hatasız" olan kişi olarak düşünülür. Ancak gerçekte böyle biri yoktur.
Doğru insan, mükemmel insan değil, sizin için "doğru" olandır. Bu, şu anlama gelir:
· Kusurlarıyla sizi incitmeyen, tamir etmenize değil sevmenize değer verendir. Herkesin kusuru vardır, önemli olan o kusurların birbirinizin kalbini kırmamasıdır.
· Sizin "en iyi versiyonunuzu" ortaya çıkaran, sizi olduğunuz gibi kabul eden ve büyümenize alan açandır. Yanındayken kendinizi iyi, güvende ve güçlü hissedersiniz.
· Zor günlerinizde "yanında" olan, sevinci de hüznü de paylaşandır. İlişki sadece güneşli günler için değildir. "Doğru insan" diye birileri hazırda beklemez. Doğru insan, yanlış zamanın doğru insanı yapamayacağı gibi, emek ve karşılıklı saygıyla birlikte "doğru" hale gelir. Aradığınız mükemmel biri değil, sizinle "uyumu" yakalayabilen biridir.
GÜNÜN SÖZÜ: ANNEMİN SESSİZLİĞİ
