“Karadeniz Fırtınası’nın son nefes zaferi”
Trabzonspor, İstanbul’un zor deplasmanlarından biri olan Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndan, nefesleri kesen bir gecenin sonunda üç puanla dönmeyi başardı. Skor tabelasında yazan 4-3, sahada yaşananların sadece küçük bir özeti. Bu maç; kırmızı kart, penaltılar, geri dönüş, karşılıklı hamleler ve en önemlisi Trabzonspor’un bitmek bilmeyen kazanma inadıyla doluydu.
ERKEN KIRMIZI KARTIN GÖLGESİNDE BİR MAÇ
Karşılaşmanın 10. dakikasında Ebosele’nin Visca’ya yaptığı kontrolsüz müdahale, Başakşehir’i doksan dakikaya yakın bir süre 10 kişi bıraktı. Bu tür erken kırmızı kartlar genellikle oyunun ritmini bozar, taraflardan biri için oyun planını çöpe atar. Ancak Başakşehir, eksik kalmasına rağmen beklenenin aksine oyundan düşmedi. Hatta 23. dakikada VAR uyarısıyla kazanılan penaltıyı Selke’nin gole çevirmesiyle skor avantajını da elde etti.
TRABZONSPOR’UN İLK YARIDAKİ BOCALAMASI
Trabzonspor adına ilk 45 dakikaya damga vuran şey, takımın sahadaki dağınıklığıydı. Augusto’nun 39. dakikadaki golü moral kazandırdı belki ama Shomurodov’un devre bitmeden attığı gol, bordo-mavililerin oyun disiplininde ciddi aksaklıklar olduğunu gösterdi. Üstelik sahadaki en çok beklenti duyulan isimlerden Paul Onuachu’nun etkisiz performansı da Trabzonspor’un hücumda tıkanmasına neden oldu. Nijeryalı golcü, fizik üstünlüğünü kullanamadığı gibi pozisyon üretme konusunda da oldukça sönük kaldı.
İKİNCİ YARIDA FIRTINA KOPTU
Her şey 76. dakikada Onuachu’nun bir anda sahneye çıkmasıyla başladı. Maç boyunca görünmez olan yıldız golcü, Var uyarısıyla gelen penaltıyı gole çevirerek takımını ateşledi. Hemen bir dakika sonra Muçi’nin klas dokunuşu, skoru 3-2’ye getirerek Bordo-Mavililerin karakterini sahaya koyduğunu ilan etti.
Trabzonspor’un bu dakikalarda sergilediği baskı, tempoyu artırma isteği ve rakibin eksikliğinin üzerine gitme kararlılığı, Fatih Tekke’nin oyuncularından beklediği reaksiyonun net karşılığıydı.
SON NEFES DÜELLOSU
Başakşehir her ne kadar 10 kişi olsa da mücadeleden kopmadı. 90+1’de Bertuğ’un golü “belki de puan burada kalır” hissi uyandırdı. Fakat Trabzonspor’un gecesi bitmemişti. 90+11… Tam bir kader ânı. Maçın yıldızı Muçi’nin ikinci golü, Trabzonspor’un yeniden ayağa kalkma, pes etmeme ve son anına kadar savaşma ruhunun sembolü oldu.
TRABZONSPOR ADINA MAÇIN ANLAMI
Bu galibiyet, sadece üç puan değil.
Bu galibiyet, bir karakter beyanıdır.
28 puanla üçüncü sıranın korunması, yarışta güçlü şekilde kalınması kadar, takımın zor maçları çevirebilme potansiyelini göstermesiyle de değerli.
Yine de eksikler yok değil. Onuachu’nun formsuzluğu, Saviç’in yerine Stoper oynayan Okay Yokuşlu’nun penaltı yaptırması, savunmada yapılan basit hatalar ve zaman zaman kopan oyun disiplini, ilerleyen haftalar için uyarı niteliğinde. Trabzonspor adına gecenin en büyük kazanımı ise, Beşiktaş’tan transfer edildiğinden beri eleştirilerin odağında olan, bu maçta da 2.yarı oyuna girip, attığı 2 harika golle galibiyetin mimarı ve gecenin yıldızı olan Muçi.
Trabzonspor adına maçın en üzücü yanı ise 10. dk’da sakatlanan Edin Visca’nın gelen bilgilere göre sakatlığının ciddi olduğu ve uzun süre sahalardan uzak kalacağı ihtimali.
Birkaç söz de Başakşehir ve hocası Nuri Şahin’e. 10 kişi kalmasına rağmen müthiş bir direnç gösterdiler, 2 kez de öne geçtiler, oynadığı oyunla alkışı hak ettiler ama Trabzonspor’dan puan alamadılar. Şu anda 13 puanda ve düşme hattının biraz üstündeler. Nuri Şahin Antalyaspor’dayken de takımını o yıl Şampiyon olan Trabzonspor’ a karşı dün akşam olduğu gibi agresif oynatmıştı. Aynı oyun anlayışını diğer takımlara karşı da sergilerse bulunduğu sıralamanın çok daha üzerlerine çıkar. Başakşehir’in pahalı ve etkili oyunculardan oluşan kadrosu bunu yapar.
SON SÖZ
Karadeniz Fırtınası bu kez İstanbul’da esti.
Zorlandı, geriye düştü, tekrar kalktı, yine düştü, bir kez daha kalktı…
Ama sonunda kazandı.
Trabzonspor’un bu galibiyeti, taraftarına “Biz buradayız” mesajı verdi. Şimdi önemli olan bu enerjiyi, bu inancı ve bu mücadeleyi sürdürebilmek. Çünkü lig uzun, rekabet yüksek ve Trabzonspor’un hedefleri büyük.
Rüzgar esmekle yetinir; Fırtına ise aynı nefesi sürdürme iradesine sahip olmaktır.
