İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Âb-ı Hayat

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Hakikati görebilen bir göz, tefekkür edebilen bir akıl için halk edilen cümle varlıkta Allah’ın varlığına sayısız deliller vardır.

O, merhametlilerin en merhametlisi öyle bir Zât ki, insanlar umutsuzluğa düştüklerinde, her bir katresinde binlerce rahmet, hikmet ve sayısız faydalar barındıran, âb-ı hayat olan yağmuru meleklerin elleriyle usulca indiren, rahmetini her tarafa yayan, dost, yardımcı ve hamde lâyık olandır. 

Süleyman Peygamber’e (as) rüzgârları musahhar ettiği gibi tonlarca su taşıyan bulutları aynı rüzgâra bindirir, hikmetli bir şekilde muhtaç olanların yardımına gönderir.

Basit, cansız ve şuursuz maddelerden terkip ettiği yağmuru muhtelif şekillerde, muhtelif yer ve zamanlarda vazifelendirir.

Gök gürültüsü ve şimşekle yağmurun müjdesini ilân eder, bulutlara işaret verir, toprağın altında uyuyan tohuma tıpkı İsrafil’in (as) sûra üflemesi gibi “Uyan” emrini verir.

Her bir varlık, okuyabilen akıl sahipleri için Hâlık’ını tanıttıran bir mektuptur. “Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir Zâtın hârika işlerine bak! 

Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başıboş olamazlar. Her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar.”(Asâ-yı Mûsa, Risale-i Nur) O yağmur ki, hayatın müdavemeti için elzemdir, âb-ı hayattır.

Rahmeti her şeyi kaplayan Allah, yağmurla rahmetini yeryüzüne yayıp hayatlandırdığı gibi isterse onu çekip alır. Yağmur ne kadar rahmet ise yağmurun kesilmesi de büyük bir musibettir. Hayatı cehenneme çevirir.

İnsanın başına gelen musibetler kendi ellerindendir. Şükürle mukabele edilmeyen nimet elden gidecektir. Şükürsüzlükle birlikte insanın Rabb’ine isyanı, işlediği zulümler rahmetin kesilmesine sebeptir.

Öyle ki, deniz dibindeki balıklar bu kadar isyandan etkileniyor, ekseriyetle beğenmediğimiz sinekler dahi insanın şükürsüzlüğünden şekva ediyorlar.

Hz.Musa (as) sineklerden şikâyet ederek Rabb’ine soruyor: “Yâ Rab, bu muacciz mahlûkları ne için bu kadar çoğaltmışsın?” deyince, ilhâmen cevap gelmiş ki: “Sen bir defa sineklere itiraz ettin. Bu sinekler çok defa sual ediyorlar ki: ‘Yâ Rab, bu koca kafalı beşer Seni yalnız bir lisân ile zikrediyor. Bazı da gaflet ediyor. Eğer yalnız kafasından bizleri halk etseydin, binler lisân ile Sana zikredecek bizim gibi mahlûklar olurlardı.” (Lâtif Nükteler, Risale-i Nur), diyerek ibret alan insan için güzel bir şükür dersi veriyorlar. 

Şükürsüzlük, isyan ve zulümle beraber mal ve rızıkta yapılan hileler, rüşvet, üreticilerin haklarına riâyet edilmemesi de rahmetin kesilmesine sebep oluyor.

Umumî musibetin ortadan kalkması için tevbe, istiğfar ve nedametle Cenâb-ı Hakk’ın dergâhına gidilmesi, kulluk şuuruyla duâ edilmesi gerekiyor.

Sadaka hükmüne geçen Kur’an hizmeti de ziyadeleştirilmeli ki, umutsuzluğa düştüklerinde yağmuru indiren o Rahim, kurak topraklara dönüşmüş, kalpleri taşlaşmış insanlara da hidâyet yağmurlarını, âb-ı hayatını, rahmetini göndersin. 

Yağmurun katreleri adedince, Allah’a hamd, Rahmeten lil âlemin olan Fahr-i Âlem Efendimiz’e salât ve Selâm olsun.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...